Dua (2)
Allah katında duadan daha değerli olan ne vardır? Duanın kendisi ne güzel bir ibadettir. Genişlik zamanında dua etmek kadar Allah’ın hoşuna giden bir şey yoktur. Dua, mü’minin silahıdır. Gerçek dua, dua eden kişinin bütün benliği ile duada kaybolduğu andır. Duayı kesin bir dille yapmalıdır. Dua eden mü’min o anda Allah ile baş başadır.
Sapık olmayan hiç kimse, Allah’ın rahmetinden ümidini kesmez. Dua bir korunma, kaçma, sığınma olayıdır. Nasıl fırtınalı bir denizde, gemiler, dev gibi dalgalardan limana sığınır. Dua da öyle…
Duada insan kendi öz benliği ile barışıyor. Allah ile bir ve beraber oluyor. Bollukta Allah’a kendini tanıt ki, sıkıntıya düştüğünde de Allah seni tanısın. Profesör Kaznatcheev, bir televizyon yayınında bir bitki getiriyor ekrana. İzleyenlere, “Şimdi bir saat bitkinin büyümesi için dua edin” diyor. Yüzbinlerce kişinin hayret dolu bakışları arkasında bitki bir saatte büyüyor.
Allah, kabul etmeyeceği duayı, kuluna ettirmez. “Sizin sinirli olmanız, stres içinde çalışmanız çalıştığınız bilgisayarı etkileyebilir. Hemen üretici firmaya kızmayın. Bir insan beyni, en güçlü bilgisayardan daha güçlü ve etkileyicidir.” diyor, Rus Bilimler Akademisi üyesi Profesör Kaznatcheev.
Dua, bazen kaderi bile değiştirebilir, kazayı geri çevirebilir. İyilik, hayır, ömrü uzatır. Dua, mü’minin Allah’a hitabıdır. O’na yaklaşmaya çalışmasıdır. Mü’min dua ile Yaradanına şükranlarını bildirir, hamd ve sena eder, affını, mağfiretini diler. Dua, ruhun Allah’a teveccühüdür. Zikirdir. “Bana dua ediniz ki Ben de size icabet edeyim.” (El-Mü’minun, 60)
“Rabbinize yalvararak ve hürmetle karışık korku ile dua ediniz. Doğrusu O, aşırı gidenleri sevmez.” (El-Araf, 55) Peygamberimiz, dua ederken, ellerini koltuklarının altı görününceye kadar kaldırırdı.
SABRİ TANDOĞAN
YENİ MESAJ GAZETESİ
10 Nisan 1998, Cuma