Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Sayın Çiğdem Seçkin Gürel Hanım'dan aldığımız sunum
Gönderen : Çiğdem Seçkin Gürel
Tarih : 9/6/2009 8:13:35 AM


 


Dua (4)


Dua, ferdin Allahın üstün varlığını kabullenişi, O’nun karşısında aczini itiraf ederek O’na dileklerini sunmasıdır. Ne var ki, bu sunuş içten geldiği gibi, bilinçli bir şekilde, sâde, gösterişten uzak, tertemiz, bembeyaz olmalıdır. Duada acele etmek çok hatalıdır. “Acele şeytandandır.” buyuruyor, Kâinatın Efendisi. Sükûnetle, sabırla, edeple beklemelidir. Ne olur, zaman zaman şu hususu hatırlasak: Bir an önce olmasını istediğimiz husus, acaba gerçekten bizim lehimize midir? Bazen isteklerin olmaması, olmasından hayırlı olmuyor mu? Son üç yılda milli piyangodan en büyük ikramiyeyi kazananların üçünün de hapishanede oluşunda, düşünen insanlar için nice hikmetler, ibretler vardır. Aklımıza geleni ille olsun diye istemek yerine “Allah’ım eğer hakkımızda hayırlı ise olsun.” demek daha akıllıca bir davranış değil midir?


Duada dâimî olarak kulluk edebi içinde olmak gerekir. Bir Kudsi Hadiste “Eğer kulum Bana ellerini kaldırır da dua ederse, Ben o elleri boş olarak geri çevirmekten hayâ ederim.” buyruluyor. “Ben kulumun zannı üzereyim.  Artık dileyen dilediği gibi düşünsün. Allah kabul etmeyeceği duayı kuluna ettirmez. Allah istemedikçe siz isteyemezsiniz...” Dua insanın varlığındaki ilâhi gücün ortaya çıkarılmasıdır. İnsan tam bir konsantrasyon ile dua edebildiği anda, pek çok imkansızmış gibi görünen şeyin gerçekleştiğini fark edebilir. Mazlumun duası yerde kalmaz.


Gece yarısından sonra yapılan dua çok etkilidir. Secde halinde yapılan dua da… Duanın etki gücünü azaltan en önemli faktör, yine kişinin kendisinde bulunan vehim, vesvese, kuşku durumudur. Bazıları “nasıl olsa iş olacağına varıyor. Dua etsem ne olur, ne faydası var ki” türünden gelişi güzel sözler söyleyerek kendilerini, duanın nurundan, feyzinden bereketinden mahrum bırakırlar.


Kâinatın Efendisi, “Şüphesiz ki, Allah ısrarla dua eden kullarını çok sever.” “Allahın fazlı kereminden isteyiniz, çünkü Allah, kendisinden istenilmesinden hoşlanır.” buyuruyor.


Hassas, kırgın, üzgün olduğunuz saatlerde dua etmeyi ganimet biliniz. Çünkü bu hâl, rahmet saatinin hâlidir. Kendinizi, nefsinizi aradan çıkarak yapılan dualar da çok etkilidir. “Çekil aradan, kalsın Yaradan.” der Azize Anne.


İnsanda bilinmeyen, kullanılmayan, farkına varılmayan nice gizli güçler vardır. Belirli bir temizlik derecesinde, tam bir teslimiyetle Allah’a bağlanan insanlarda bu güçler tezahür ve tecelli etmeye başlar. Kendi nefsine, “Diz çök ey zorlu nefis, önümde diz çök” diyebilen ve bunu gerçekleştirebilen velilerde nice olağanüstü durumlar görülür.


Fıtratındaki asâleti, güzelliği, temizliği koruyabilen insanlarda beyin, en üstün bilgisayardan daha güçlüdür.


İnsan çok uzun zamandan beri görmediği birini yoğun olarak düşünürse, o şahıstan bir telefon, bir mektup, bir haber gelirse şaşmamalıdır. Bu oluşum, insanın yoğunlaştığı düşünceleriyle bile karşı tarafı etkilemesinden husûle gelmektedir. Peygamberimiz duanın ısrarla tekrarlanmasını ister. Kesinlikle söylenmesini bildirir. Bütün bunlarla insan, eğer var ise, vehimlerden, tereddütlerinden kurtulur.


Dua, bunun için insana bahşedilmiş mükemmel güçlerden biridir ve bunun için müminin silâhıdır.


 


 


Sabri TANDOĞAN


YENİ MESAJ GAZETESİ


11 Nisan 1998, Cumartesi


 


 

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]