Merhaba Sabri amca;
Okudum yazdıklarınızı. Ben herzaman elimden geldiği kadar o kıza yardımcı olmaya çalışıyorum, hep de çalıştım. Fakat sonra bakıyorum yine aynı; yine aynı ve ozaman üzülüyorum. Mesela ona birşeyler söylüyorum; o an anlıyor; fakat sonra bir bakıyorum yine başka insanlarla dalga geçip gülüyor; bir insanın işle ilgili ufacık bir hatasını görsün; onu büyütüp müdürün ve herkesin gözünde küçük düşürmeye çalışıyor; hep başkalarını çekiştiriyor; şirkette benim pek muhabbetinden hoşlanmadığım iki tane çocukla çok samimi; bazen beni de çağırıyor, yanlarına gittiğim hiçbir zaman hoşnut ayrılmıyorum oradan. Çok garip muhabbetler yapıyorlar; çok küfürlü konuşuyorlar, garip garip espriler yapılıyor, benim hiç de hoşlanmayacağım. Ayrıca bana göre çok ayıp, çok özel şeyler konuşuluyor. Ozaman benim bu insanların arasında işim ne diyorum kendi kendime ve okadar sıkılıyorum ki onların yanında; yanlarından ayrıldığımda içim o kötü konuşmalardan sıkıntıyla doluyor. Ondan sonra da bir daha yanlarına gitmiyorum; bu sefer o kızla arama mesafe koyuyorum; fakat o yine bana yaklaşmaya çalışıyor. Bir seferinde bizi Alper'le evine bile davet etmişti; ben gidelim ayıp olmasın demiştim fakat Alper gitmek istemedi hiç nedense ve aradık işimiz çıktı gelemiyoruz diye. Bunda da bir hayır vardı belki. Eşiyle de çok küfürlü konuşuyor; bir kızın ağzına almaması gereken laflar söylüyor bazen. Dört senedir burda çalışıyorum; şuana kadar hep böyle oldu o kızla; o bana yaklaşmaya çalıştı; ben hep bir mesafe koydum ve çok fazla yaklaşmasına müsaade etmedim. İşten ayrılma sürecimde bir ay boyunca tek kelime etmedik. Sonra ben herkese kahve yaptığımda ona da yaptım ve benimle hiçbirşey olmamış gibi konuşmaya başladı; ben de konuştum. Tedbiri elden bırakmamak lazım dediniz? bunu nasıl yapacağım? Tedbiri elden bırakmamak derken ne demek istediniz? Bana birkaç örnekle anlatabilir misiniz Sabri amca?
Annem bazen Sabri amcana çok şey anlatıp onu yorma diyor; sizi yoruyor muyum Sabri amca?
Verdiğiniz cevaplara şimdiden çok teşekkür ediyor, sevgi ve saygıyla ellerinizden öpüyorum.
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
“Her Musa’nın bir firavunu vardır.” Yazan İlknur
Cvp: “Her Musa’nın bir firavunu vardır.” Yazan Sabri Tandoğan