Sayın Gökhan Bey,

21.10.2006 tarihli mailizi aldım. İçten gelen samimi duygularınıza çok teşekkür ederim. Ben de size barış dolu, sevgi dolu, af dolu birbirinden güzel bayram günleri diliyorum. Bu günler sade isim olarak değil de aynı zamanda hal olarak da iç dünyamızda yer etsin. Öyle ki bayramdan sonra hayata başlarken hiç kimseye karşı kin, intikam, nefret duygusu, intikam alma arzusu, öc alma hırsı kalmasın. Yerdeki bir kum tanesinden gökyüzündeki samanyoluna kadar bütün kainatı Muhammedi bir aşkla kucaklayalım. Rahmetli annem ben küçükken hep şu sözü tekrarlardı, “Oğlum derdi insanlara yar ol,  bâr olma derdi. Bâr biliyorsunuz yük anlamında. Biz de rahmetli anneciğimin buyurduğu gibi yeryüzündeki bütün insanlara yar olalım. Sevgili olalım. Onların hüzünlerini, ıstıraplarını gözyaşlarını paylaşalım.

 “Hepsinin derdini paylaşmaya hazırım,

Ne kadar kederli varsa kainatta,

Sarmak, sarmak ister onları kollarım,

Sıcaktan, kardeşçe, dostça”.

İçimize baktığımız zaman orada sevgiden başka birşey kalmamışsa işte o zaman hakiki bayramı biz yapıyoruzdur. Evet, aşk gelicek cümle eksikler bitecek. Madem ki dostun evi gönüllerdir, biz de son nefesimize kadar hiçbir çıkar, menfaat, küçük hesap düşnmeden kollarımızı açacağız, bütün insanları sevecek onlara faydalı olabilmek için imkanlarımızı seferber edeceğiz. Onların içinde bizi sevmeyenler olabilir. Görüşmek istemeyenler olabilir. Ama biz herşeye rağmen onları seveceğiz, dünya ve ahiret saadetleri için dua edeceğiz. Şartlı sevgi olmaz. Bize yumruk sıkan, bize dişlerini gösteren, elleriden gelse kainatı bize düşman etmeyi isteen insanları da biz yine Allah aşkıyla, Peygamber aşkıyla, sevgilerin en temizi, en güzeli, en yücesi ile sevmeye devam edecepğiz. İşte hakiki bayram o zaman gelecek. Bir insan düşünün ottan Allah’a kadar bütün varlıkla barışık, bütün kainatla barışık. İşte hakiki bayram onların olacak. Onlar dünyada da ahirette de bir cennette yaşayacaklar. Allah bu güzelliği bizlere de bütün insan kardeşlerimize de nasib etsin. Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :