Sayın Zeynep Hanım,
18.9.2009 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, her ne kadar zararın neresinden dönülse kardır deniliyorsa da şunu kabul edelim, Eren’in eğitimi konusunda çok ama çok geç kaldınız. O nedenle yeni doğacak çocuk için daha ilk günden itibaren çok dikkatli, çok hassas, çok uyanık olmanız gerekecek. Eren’in bu hale gelmesinin sebebi sizin onu şımartmanız. Ne yazık ki hemen hemen bütün ailelerde bu hastalık var. Çocuk şımartıla şımartıla firavun haline getiriliyor. Çok değerli komşumuz Necla Hanımefendi anlattı. Geçen gün Hoşdere Caddesi üzerindeki Bim marketine gidiyor. Bir anne, oğlu ve kızıyla aynı mağazaya gelmiş, kız çocuğu güya kardeşiyle oynuyor. Avaz avaz, çığlık çığlığa. Necla Hanım rahatsız olmuş. Dönüp bakıyor, anne olacak o Allah’ın belası kadın Necla Hanım’a yüzünü ekşiterek şerefsizce, haysiyetsizce “Ne baktın?” diyor, “rahatsız mı oldun?” Necla Hanım, bu çirkef, bu şerefsiz, bu rezil kadına cevap vermeye tenezzül etmiyor. Dükkandan çıkıp gidiyor. İşte böyle sayın hocam. Bugünkü çocuklar böyle firavun gibi yetiştiriliyor. Bazı çocuklar annelerinin boğazını bıçakla kesiyorlarsa niye hayret ediyoruz. Bu gidişle daha çok anneler ayaklar altında tekmelenecek, boğazları kesilecek. Benim size tavsiyem şu: Eren de bir firavun olmak yolunda. Derhal onunla ilginizi kesin. Hiç yüz vermeyin. Onu sofraya buyur da etmeyin. Böyle çocuk olacağına hiç olmasın daha iyi. Geçen gün GAP’daki televizyon konuşmamda kendini bilmeyen, kültürsüz, görgüsüz bir kadın program kurallarını hiçe sayarak bana döndü ve “Tabi,” dedi, “senin çocuğun olmadı ki böyle konuşuyorsun.” Yarabbi, o günden beri uykularım bozuldu. Dünyam yıkıldı. Benim rahmetli Rana ile olan o eşi, benzeri görülmedik muhteşem evliliğime ilk defa bu kadın dil uzattı. Eğer çocuğum olsaydı yemin ederim Eren gibi yetiştirmektense ölmeyi tercih ederdim. Biliyorum, bu satırları okuyunca bana kızacaksınız. Belki küfredeceksiniz. Ama bu konuda içim öyle dolu ki. Çevremdeki çocukları gördükçe onların birer firavun gibi yetiştirilişlerini gördükçe çileden çıkıyorum. Korkunç üzülüyorum. Yeter artık. O çocuğu daha fazla şımartmayın. Ona öyle bir şok uygulayın ki anasından emdiği burnundan gelsin.
Değerli hocam, herşeye rağmen bu insanla görüşmek istiyorsanız bayramın ikinci günü sabahı saat 9:30’da beni arayın. Beraber bir zaman ve bir mekan tesbit edelim...
Efendim, sizi kıracak en ufak bir hareketim olduysa tekrar tekrar özür dilerim.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Ne olur Allah aşkına çocuklarımızı firavun gibi yetiştirmeyelim Yazan Zeynep
Cvp: Ne olur Allah aşkına çocuklarımızı firavun gibi yetiştirmeyelim Yazan Sabri Tandoğan