Sayın Sibel Hanım,
23.9.2009 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, rahmetli annemin bir sözü vardı: “Kadın erkeği var sever, erkek kadını sağ sever.” Demek ki yavrum bu öteden beri böyleymiş. Sen sen ol, öleceğini bilsen kocana hastalıklarından, sağlık sorunlarından bahsetme. Benim yaptığımı yap. Bazen ayakta duracak halim olmuyor. Aragones’in zamanındaki Fenerbahçe gibi dökülüyorum. Ama birisi hatırımı sorduğu zaman bütün gücümü toplayıp “Aslan gibiyim.” diyorum. “Aslan gibiyim. Dövecek adam arıyorum.” Artık yavrum bugünkü modern insanın kalbi de, kafası da öyle dolu ki. Dert dinleyecek nakış iğnesinin ucu kadar yer yok. Durum böyle yavrum. Sen de lütfen meseleleri gözünde büyütme. “Şu şunu yaptı, şu şunu söyledi.”, artık bu devirler bitti. Şimdi rabbimizle baş başayız. Peygamberimizle yüz yüzeyiz. Başkalarından bize ne? Kim ne söylerse söylesin, ne yaparsa yapsın bizi ilgilendirmeyecek. Sartre bir eserinde “Başkaları cehennemdir.” diyordu. İşte böyle yavrum.
Her sabah kalktığında Allah’ına şükret. Şükredebilmek için vesileler ara. Mümkünse her gün en az bir kişiye huzur ve mutluluk verecek sözler söyle. İnan bana hayat o kadar güzel ki. Yanımız yöremiz, sağımız solumuz bin bir güzelliklerle dolu. Bir an için gökyüzüne bak, bulutları seyret. Eline bir şiir antolojisi al. Yahya Kemal’i oku, Necip Fazıl’ı oku, Muhit Dranas’ı oku, Cahit Sıtkı Tarancı’yı oku. Cahit Külebi’yi oku. Gülten Akın’ı oku ve o çıldırtıcı güzellikleri içine doldur. Sabri Tandoğan’ın Gönül Sohbetleri’ni, Rana Tandoğan’ın Günlüğümden isimli eserini oku. İçin aşkla heyecanla, mutlulukla dolsun. Sen de “ Seviyoruz, güzelliğimiz bu yüzden.” de. “Sevmek devam eden en güzel huyum.” de. “Aşk gelicek, cümle eksikler biter.” de ve sadece sev. İnsanları sev, hayvanları sev, bitkileri sev, eşyayı sev…
“Nerde sevgi, orda Allah.” de.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :