Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : “Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı?”
Gönderen : "desem ki.."
Tarih : 9/25/2009 8:44:31 AM


 


Yüce Allah'ın şanı ne yücedir ne mukaddestir , ağaçlar kalem olsa... denizler mürekkep ....yazmakla bitmez O'nun vasfı....Kâinat'ın zerreleri adedince şükürler duasıyla...


 Muhterem hocam,


    Bu sefer yazıma Yüce Allah'ın hayran bırakan azametinin , Yüce yaratıcnın sunduğu, sergilediği güzellklerinin sarhoşu olmuş bir şekilde başlıyorum. Dört günlük Ege turu sonrası bu hal. Aslında plân buraları değildi. Görmeyi çok arzu ettiğim Doğu Anadolu idi fakat İlahi plân bizi İzmir, Kuşadası, Pamukkale' ye sevketti. Önce çok üzüldüm fakat hemen " Rabbim bunu uygın gördü " dedim. Oralarda gezerken de müşahede ettiklerim karşısında " Allahım, bir an için bile olsa rota değişikliğine üzüldüğüm için senden af diliyorum " dedim. Sen herşeyin en iyisini bilirsin, kulu eğiten sensin.. affet, affet..


    Muhterem hocam,


 Otelimiz denize sıfırdı. Bizim oda da Kuşadası yat limanına bakıyordu. Herkesin en çok istediği şey farklıdır benim de işte tam bu konumda bir evimin olmasıdır.Çok şükür dört günlüğüne oldu. Bu manzara karşısında insan ressam olur, şair olur, usta aşçı olur.ya.. ya . ya da benim gibi sarhoş olur. Bütün gezi boyunca en çok Mübarek Rahman suresinde ki " Hadi , şimdi Rabbinizin hangi nimetini yalanlarsınız? " ı tekrarladım. Allah'ın ayetleri gözler önünde bu dev gemileri suda yüzdüren kim? Bütün dünya insanlarını diyar diyar gezdiren onları geçici bir süre de olsa birbirleri ile tanış eden kim? O kadar çok turist vardı ki kendimi bazen başka memlekette zannettim. Bayramın ilk günü tur'un programında Hazret-i Meryem'in evi ziyareti vardı. Gittik ki konvoy halinde otobüslerle akın akın ziyarete gelmişler. Ayin düzenlemişler açık havada. Onların Hac 'cı da burasıymış. Onları izledim. Bizim ibadetlerimizle aradaki farkları müşahede ettim. Boğazımda düğümler oluşmaya başladı ama daha bunun ne olduğunun tam farkında değildim. Oradan Efes şehrini gezmeye gittik. Ürpererek gezdim. Bir kültür. bir medeniyet..helâk olan kavimler.. Tanrı, tanrı.. tanrı.. Otele geldik. Denizin günbatımı manzarası beni biraz kendime getirdi.Ertesi gün başka yerler tapınaklar, tiyatrolar, hamamlar. tanrılar, krallar. Tur rehberi antik tiyatro da anlatıyor " insanın en büyük ihtiyacı eğlencedir onun için böyle dev tiyatrolar yapmışlar.!!!.. " içimde bir düğüm daha. Hemen kalktım ordan artık senin bir cümleni bile dinleyemem dedim içimden. Koptum gruptan arabaya yöneldim. Ertesi gün başka bir medeniyet kalıntısına ve müzelere gittik. Müzeler gerçekten çok düzgün ve eğitici düzenlenmişler. Tabi yine tanrı,.. kral....Çıktım oradan tarihi şehrin içine açıldım biraz sütunların arasında bir yer buldum içimdeki düğümü neyin çözeceğini bulmuştum. " Allah!" diye yüksek sesle bağırdım Oh' be şimdi geri grubun yanına dönebilirim.Ama tam çözülmüş değil düğüm. .. Sonra adı gibi olan bir yere Şirince'ye gittik. Turistik yer ya. Şarap imal ediyorlarmış bir sürü şarap çeşitleri ve satış dükkanları hemen yanındaki dükkanda da zeytinyağı çeşitleri. Bu taraflarda din farklılaştı mı ne? Bunaldım. Birden karşıma ilk çıkana " Burda cami var mı?" diye sordum. Amca, var var , diye öyle sevinçle cevap verdi ki ben de aynı sevinçle camiye yöneldim. Secde etmeliyim. Bu düğümler ancak öyle gidecek anladım bunaldım. Oh' Allah'ım işte halılar, işte mihrap, işte renk renk tesbihler. Oh''Allahım sana sonsuz şükürler olsun.


    Dönüş yolunda Pamukkale. Burayı ilk defa görüyorum. Resimlerden daha muhteşem yine ürperiyorum o beyaz taşlar karşısında. Japon, İngiliz v.s kim se kim farketmiyor Yüce Allah'ın ayetlerine şahit oluyoruz. Aynı rahmetten i aynı anda sebepleniyoruz. Ilık ılık ve gürül gürül akan rahmet suya ayaklarımı sokuyorum hemen aşağıda bir İtalyan öbür tarafta Alman. Bir insan güzeli görüyorum taşların üzerinde yanında erkek arkadaşı var. Grece Kelly yüz lepiska bele kadar uzun saçlarını tarıyor upuzun incecik endam bir basma elbise üstünde sanki mitolojideki defne bu kız. Maşallah diyorum. Hiçbir boya saça bu rengi veremez. Ama Yüce Allah yaratmış işte. Elhamdülillah.


   Muhterem hocam,


  Yanıma sizin üçüncü cildi almıştım birkaç kitapla beraber ame sadece sizin kitabınızı okudum arabada sefer sırasında. Çünkü işte bu tur sırasında yaşadıklarım insanıyla, tarihiyle, hayatın anlamıyla burada yazıya dökülmüştü. İnsan bu meçhul ı i okurken arabada iki kişi bir kavgaya tutuştu ki. İçimden güldüm. Peygamber efendimiz " seyahat edin sağlık bulun buyurmuşlar." Çok okuyan mı bilir çok gezen mi demiş bir atasözü. Mevlana Hazretleri " şurdan şuraya konmak ne güzel " diyor. Siz de görme kavramını çok güzel açıkladınız daima. Anladım ki cennet gibi bir ülkede yaşıyoruz , devasa " kült " lere sahibiz. Anladım ki insanlar her zaman büyük bir aymazlık içindeyiz. Anladım ki insanlar her türlü kirletiyor ama Yüce Allah doğanın dengesi yasasını işletiyor bizlere hep merhamet ediyor. Anladım ki doğu-batı, hatta orta Anadolu kültürleri varmış ve güzel vatanım bütünüyle dünyanın harika bir puzzle ı imiş. Anladım ki hayat demek "EDEP" demekmiş.


   Muhterem hocam,


   Sizinle hislerimi paylaştığım izlenimlerimde siz de katkıda bulunurmusunuz? Buraları sizinle gezmek ne bahtiyarlık olurdu. Eğer lütfederseniz buradan sizinle bakalım efendim.


  Sağlığınıza, mutluluğunuza, huzurunuza duacıyım.


  Hürmet ve dua ile efendim. 


Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :

“Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı?” Yazan "desem ki.."
Cvp: “Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı?” Yazan Sabri Tandoğan

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]