Sürekli olarak içimizde zıtların uçurumunu yaşıyoruz. Tevhidî görüşten uzak olduğumuz için şâd olamıyoruz. Suçu ona buna atmakla büsbütün gerçeklerden uzaklaşıyoruz. Hayatımız yamalarla dolu. Birbirinden uzak, birbirine yabancı yamalar. Aslında biz birbirimizle konuşmayı bile unuttuk. Oysa, öyle muhtacız ki… Milyonlarla dolu şehirlerde yaşıyoruz, sevgi susuzluğu içindeyiz. Yunus, “Aşk gelicek cümle eksikler biter” diyordu. Bizim aşkımız olmadığı için eksiklerimiz devam ediyor. İnsanoğlu bir yığın imkân ve bir de atâlet yekûnû… Nefs, tabakasını kıramadığımız için kendimize de, birbirimize de yabancıyız. Kendimizi yenileyemiyoruz. Onun için hayat bizi boğuyor. Sıkılıyoruz, bunalıyoruz, kendimizi sigaraya, içkiye, uyuşturucuya, sekse, kumara, dedikoduya kaptırıyoruz. Önümüzde pınarlar var, dudaklarımız susuzluktan çatlıyor. On Hadis-i Şerif alsak, günlük hayatımız içinde yaşasak, aile hayatımızda, sosyal hayatımızda, iş hayatımızda bütün nüanslarıyla uygulasak bizi huzurun ve mutluluğun zirvesine götürür. Beş Ayet-i Kerimenin yaşandığı takdirde bizi velâyete kadar götüreceğine inanıyorum. Başlamak, iyiye, güzel ve doğruya doğru bir adım atabilmek. Bütün mesele burada.
Bal bal demekle ağız tatlanmaz diye bir söz vardır. Din, tasavvuf gibi manevi değerler, yaşanmayıp, uygulanmayıp, günlük hayata geçirilmeyip sadece edebiyatı yapıldıkça, huzur da mutluluk da fersah fersah bizden uzak kalacak… Hayret edecek ne var?
“Dünya bir bazardır, herkes metaın arzeder” diyor Fuzuli. Hicretin en faziletlisi Allahın sevmediği şeyi terk etmektir. İnsanların en şerlisi, kendini insanların en iyisi sanandır. En ahmak insan, kendisini insanların en akıllısı sanandır. İnsanların değerlerini anlamak için de değerli olmak gerektir. Güzele gönül ver ki, sen de güzel olasın. Firavunun huzuruna çıksan bile, saygılı, edepli ol, yumuşak ve tatlı söyle,
Her şeye, ama her şeye, en ufak bir ayrıntıya bile dikkat et, saygı göster. Büyük, küçük, önemli, önemsiz, fark gözetme. Gözlemci ol. Bil ki her zerreden zikreden Allah’tır. O bize şah damarımızdan daha yakındır. Nerde ararsan Allah orada vardır. Önemli olan her zaman, her yerde, her an Allah’la beraber olmaktır. Yürürken, otururken, çarşı pazarda alış veriş yaparken, yemek yerken, su içerken, ibadet ederken Allah’la beraber olanlar ne güzel insanlardır. Tasavvufta buna “namaz-ı daimun” denir. Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şerifler bir mutluluk çağrısıdır bütün insanlar için. Sonsuz bir teslimiyet içinde hep Allah’la beraber olanlar için dünya hayatı da, ahiret hayatı da cennetten başka nedir? Her an sevgilisiyle beraber olandan daha mutlu kim vardır? Allah’ı en çok sevenler, onu en çok zikredenlerdir. Gören göz, işiten kulak, hisseden bir kalp için her olay bizi Hak’ka götüren bir vasıtadır.
(... devam edecek)