Sayın “Desem ki.....”,
30.9.2009 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, ne verdik ki ne istiyoruz? O, sokakları dolduran meyhanelerdeki kadınların ve erkeklerin hepsi birer kurban. Onlar çirkin oyunların kurbanları. Çağdaşlık dedik, ilericilik dedik, Türkan Saylan’cılık dedik, ama o kurban insanlara içkiden, tütünden, uyuşturucudan başka ne verdik? Ne verdik ki ne istiyoruz? Bütün televizyon kanallarını tarayın. Bir tek ama bir tek güzel konuşma bulabilecek misiniz? Bir gün çok değer verdiğim, çok hürmet ettiğim Bahtışen Hanım, Ankara’nın en zengin hanımı Melek İpek Hanım’a soruyor: “Neden Sabri Bey gibi bir değeri sahibi olduğunuz Kanal Türk televizyonunda konuşturmuyorsunuz?” Melek İpek Hanım cevap veriyor: “Ben,” diyor, “kermes yapıyorum. Sabri Bey’le filan uğraşacak zamanım yok.” Bahtışen Hanım diyor ki “Sabri Bey Türkiye’nin en kültürlü insanı. En güzel konuşan insanı. Neden ona televizyonunuzda yer vermiyorsunuz?” Melek İpek Hanım bağırarak cevap veriyor: “Bunlar beni ilgilendirmez.” Nitekim bu Ramazanda lokantacı bir kadına Ramazan programı yaptırdılar. İşte böyle yavrum. Bütün Ramazan boyunca ite köpeğe program yaptırdılar. Ama bir tek gerçek değere yer vermediler. Gazeteleri alıyorsunuz, hemen hepsinde en rezil, en adi fahişe resimlerinden başka ne var? Tiyatrolar ayrı bir rezalet. Sinemalar ayrı bir kepazelik. Böyle bir toplumda zavallı insancıklar tek kurtuluş çaresi olarak içkiye, sigaraya sarılıyorlarsa bütün kabahat onların mı? Tekrar ediyorum: “Onlara ne verdik ki ne istiyoruz?” İşte böyle yavrum. Bu rezil gidiş, bu alçakça bananecilik devam ettiği sürece daha çok meyhane, kerhane, batakhane açılır. Allah sonumuzu hayır getirsin.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Ne verdik ki ne istiyoruz? Yazan "Desem ki....."
Cvp: Ne verdik ki ne istiyoruz? Yazan Sabri Tandoğan