Çok Değerli Büyüğümüz ve Sevgili Dostlar,
Her birinize mutluluk ve esenlikler içinde olmanız dileğiyle merhaba...
Dün çok değerli bir gönül dostu ve espri ve pozitif enerji dolu eczacı kızıyla birlikte bir akşam yemeği sohbetimiz oldu.
Babası gibi sevgili kızının da mizahi bir yanı olacağını düşünerek kendisinden de bir fıkra anlatmasını rica ettik:
Eczacı hanım, “Fıkra değil ama yaşadığım iki olayı anlatayım.” dedi. Biz de sizlerle paylaşalım...
Bir gün bu hanımın eczanesine yaşlı bir çift gelirler ve reçetedeki ilaçları almak istediklerini söylerler. Eczacı hanım bilgisayardan gerekli kayıt işlemlerini yapar ve bu hanıma bir süre önce aynı ilaçların kendisine yazıldığını, bilgisayarda ilaçların henüz bitmemiş görüldüğünü bu nedenle de yeni ilaç veremeyeceğini söyler. Ama hanım ısrar eder, “Evladım,” der, “o ilaçlar bitti. Çok eminim.” Karşılıklı olarak bitmemiş bitmiş tartışması sürerken adamcağız devreye girer, ve kadını bir güzel azarlar: “Bak hanım,” der, “sana boş kutuları evde bekletme diye kaç kere söyledim. Şimdi bilgisayar o kutuları dolu sanıyor.” Sonra olay anlaşılır. Yaşlı teyze arada kaçamak tatlı yedikçe çaktırmadan bir şeker hapını da arada götürüyormuş.
Benzer bir başka olayda da bu defa yalnız gelen bir yaşlı amcaya aynı şeyler söylenir. Amca bunun üzerine “Ben,” der “hanımı bir arayayım.” Biraz uzaklaşır, telefonda “Hanım” der, “çaktırmadan o masanın üstündeki ilaç kutularını hemen kaldır. Buradan bilgisayarla görüyorlar, evde var diye yenisini vermiyorlar.”
...
Efendim, hepinize sağlık, neş’e ve huzur dolu günler dileğiyle gönül dolusu selamlar, sevgiler, saygılar...
Çiğdem Seçkin Gürel