Çok sevdiğim Büyüğüm,

Allah bir işin ehli olmadan konuşanlardan razı olsun! Ne diyeyim, verdikleri zarar o kadar büyük ki…

Müslümanlık ve/veya diğer semavi dinlerle ilgili ne zaman bir bahis açılsa, Muharref İncil aşağı, Muharref Tevrat yukarı bahsedilirdi… İşte Allah Kur’an-ı Kerim’i korumuştur ama İncil ile Tevrat’ı korumamıştır, onlar tahrif edilmişlerdir.  Tahrif edilmesine tahrif edilmişler de neden bu kitapların hepsi Tek kaynaklı olmasına rağmen bazısı korunmuş da bazısı korunmamış kısmını söylemezlerdi. Konu açılmasa bizim de soracağımız yoktu zaten…

Efendim her zaman olduğu gibi özellikle Kur’an-ı Kerim gibi hassas konularda bir şeyi anlamadığım zaman edep ve sabır ile bekleme yolunu seçerim. Nasibimse o cevabın beni bulacağına inanırım. Dediğim gibi Aynı kaynaktan gelen bir kitap korunurken diğerleri neden korunmuyor sorusunun cevabını cuma gününün bereketiyle olsa gerek çok güzel bir şekilde anlamış oldum. Meselenin aslı şuymuş: (naçizane)

Hicr-9. ayette Kur’an-ı Kerim’in Allah’ın koruması altında olduğu açıkça belirtiliyor. Maide-48. ayette de Tevrat ve İncil’in, KUR’AN-I KERİM ile korunduğu açıkça belirtiliyor. BÜTÜN KİTAPLAR AYNI KAYNAKTAN VE HEPSİ ALLAH’IN KORUMASI ALTINDA…

Efendim, “bir metni en iyi anlamanın yolu, onu defalarca, su içer gibi  tekrar tekrar okumaktır” diye verdiğiniz tavsiyenin önemini bizzat gözlemlemiş oldum. Zira yukarıda anladığımı söylediğim meseleyi, yani Maide-48. ayeti daha önce iki sefer okumuştum, yazmış olduğum şeyi anlayamamıştım. Üçüncü okuyuşta anlamak nasip oldu. Allah bilir daha nice manalar var. Okumaya devam edeceğim inşallah.

Efendim bir de ufak bir sorum olacaktı. Bir yakınım elinin altında bulunan bir tefsir setini hediye etti bana. Hulasatul Beyan, MEHMED VEHBİ. (16 CİLT) Oldukça eski bir basım tarihi var. İçinde farklı Müfessirlerin beyanları da var. Acaba bu eser hakkında bir fikriniz var mıdır? Normalde Tefsir olarak Füyuzat’ı kullanıyorum ancak bazen daha fazla ayrıntıya ihtiyaç duyuyorum…

Saygı ve sevgilerimle ellerinizden öper, bütün dostlara selam ederim.

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :