Çok sevdiğim Büyüğüm,
Son cevabi yazınızdaki “Fazla nüanslara dalmaktan sakın. Önemli olan allame olmak değil. Az ve öz şey öğrenip onları hayatımızda yaşayabilmektir.” Sözünüz bana Eleşkirt’teki Hüsnü Ağa’yı hatırlattı. Sadece namaz kılacak kadar bilgisi olan Hüsnü Ağa’ya, Ebedi Aleme giderken Efendimiz eşlik ediyorsa bunu düşünmemiz gerekir.
Aynı şekilde Beyazıd-ı Bestami Hz.leri ile kutbiyet makamına getirilen Demirci Ustası arasında geçen diyalogun sonunda Ustanın, Bestami hz.lerine “Fatiha’yı okuyayım da yanlışlarım varsa tashih et” demesi…
Aslında bütün bu yazdıklarım kulağıma bir şeyler fısıldarken, Yunus Emre her zamanki gibi dünyayı sığdırdığı mısralarında bu meseleye de pay vermiş:
İlim ilim demektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin
Ya nice okumaktır
Efendim, Allah izin verdikçe, ışık kaynağı kullarını bize nasip ettikçe(ki size ne kadar teşekkür etsem/etsek azdır çünkü yukarıdaki meselede, hayattaki en büyük örneğim Sizsiniz.) biz de “şunu da okudum, bunu da okudum” sevdasında olmayız. Allah, hedefimizi daima “kendimizi bilmek, nefsimizi bilmek, Rabbimizi bilmek” olarak sabit eylesin. Amin.
Efendim, güzel Ellerinizden öper, sonsuz teşekkürlerimi arzederim.