Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Cvp: Sevgiyi acısız yaşamak
Gönderen : Sabri Tandoğan
Tarih : 10/27/2006 10:55:05 AM


Sayın Hatice Hakeri,


27.10.2006 tarihli mailinizi aldım. Efendim, ne güzel bir Ramazan geçirmişsiniz, sizi tebrik ederim. Örnek olmuşsunuz. Allah feyzinizi artırsın. Yalnız bayramı kendinize zehir etmişiniz, acaba sizi bu kadar üzen olayda objektif olabildiniz mi? Tarafsızlığınızı ihlal eden bir durum oldu mu, mesele burada. İnsanı hayatta mutlu veya mutsuz eden hep o kimsenin insanlar hakkında, olaylar hakkında vermiş olduğu değer yargıları olmuyor mu? Nefis bir yerde hem de o insanın kendisini en objektif hissettiği anda öyle bir oyun oynuyor ki ister istemez insan yanlış kulvarlara sapıyor. Yıllardan beri üzerinde ısrarla durduğum bir konu var; kainatın en büyük şairi Yunus Emre, “Seni deli eden şey, yine sendedir sende” diyor. Biz günlük yaşantımızda çoğu zaman olayları oldukları gibi değil de kendi nefsaniyetimizin bizi ittiği yönde algılıyoruz.  Ve bu algılama yerine göre bizi üzüyor, bunaltıyor, perişan ediyor. Bütün mesele bana kalırsa nefsimizi arka plana atarak hayata daha farklı daha objektif, daha güzel bir gözle bakabilmekte. Sevgi yolunda insanın karşılaştığı en büyük düşman yine kendi nefsi oluyor. Peki yapılacak olan nedir? Bana göre şu; ne olur asırlardır hatta binlerce yıldır insanların yaptığı hatayı kendimize biz de yapmayalım. Onu aç bırakmakla, susuz bırakmakla, uykusuz bırakmakla, ona işkence etmekle bir yere varamayız. Bir tarafa bırakalım onu. Biz hep hayırla, iyilikle, güzellikle, temiz, asil, büyük, yüce olanla beraber olmaya çalışalım. Kuran-ı Kerim’de “Nur gelince zulmet kaybolur” buyruluyor. Evet, hep öyle olmuş, ışık gelince karanlık gitmiş. Hayatta bizi en çok yanıltan husus başkaları hakkında değer hükmü vermek, başkalarını yargılamak oluyor. Elimize ne geçiyor; hiç. Bu yargılarımızda objektif kalabiliyor muyuz; hayır. Önce şunu düşünsek, biz kimiz ki bir insanı yargılıyoruz, acaba buna hakkımız var mı? Hiç unutmuyorum, lisede talebeydim. O zamanlar Ulus gazetesinde haftada bir gün Nurullah Ataç’ın sohbetleri çıkardı. Bir yazısında kendisine soruyorlar, “Efendim diyorlar, hayatta en büyük insan kimdir?” Ataç cevap veriyor, “Hayatında hiç kimseyi yargılamayan insan”. Biliyor musunuz bu insanları yargılama işi o kadar tehlikeli ki Yunus Emre bir şiirinde “Hiçkimse bilmez bizi, biz ne işin içindeyiz” diyor. Atila İlhan,


“Anladım imkansız şey


 Bir insanın bir başka insanı anlaması”


diyor. Necip Fazıl daha da ileri gidiyor, “Aynalar söyleyin bana ben kimim” diyor. Bazı kimseler karşılarındaki insanı alabildiğine, kıyasıya yargılıyor, eleştiriyor, yerden yere vuruyor ve onların iç dünyasında ebediyyen kanayacak yaralar açıyorlar. Neticede iki taraf da  mutsuz, boynu bükük kalıyor. Bir sevginin yeşermesi ancak karşı tarafa duyulan sevginin yanısıra saygı, edep, incelik, inanç ve teslimiyetle mümkün. Hep, ben bilirim diyenler, benim dediğim doğrudur diyenler yemin ederim ki hayatta hiçbir zaman mesut ve bahtiyar olamayacaklardır. Onlar hep kendi kendilerini kandıracaklar, ve hayat sahnesinden sevmeden, sevilmeden çekileceklerdir. Ama Büyük Yunus bize vasiyet ediyor, “Sevelim, sevilelim” diyor. Sevginin açmaya namzet nazlı çiçeğini egoizmle, bencillikle, nefsaniyetle sararıp, soldurtmaya da kimsenin hakkı olmasa gerek.


Efendim, benim söyleceklerim bunlar. Bu satırların sizi rahatsız edeceğini, tedirgin edeceğini biliyorum. Ama görün ki benim görevim sorulan sorulara ölüm bahasına da olsa doğru cevap vermek. Benim kimseden bir beklentim yok. Ben,


“Madem ki okşamaz, sevmez kimseler,


Sen öp alnımdan, sen öp seccadem”


diyenlerdenim. Bu dünyada ağzımızdan çıkan her kelimenin, kafamızdan çıkan her düşüncenin, bedenimizden sadır olan her fiilin yarın Allah’ın huzurunda hesabını vereceğiz. Ve o mahkeme gününde ben öyle zannetmiştim dememiz bizi kurtaramayacak. Unutmayalım, Mecellede bir madde var: “Zan ile yakiyn hasıl olmaz” diyor.


Efendim, söyleyeceklerim şimdilik bu kadar. Size “Hüküm Allah’ındır” diyerek veda ediyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.


Sabri Tandoğan


 


Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :

Sevgiyi acısız yaşamak Yazan Hatice Hakeri
Cvp: Sevgiyi acısız yaşamak Yazan Sabri Tandoğan

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]