Sevgili Üstâdım Sabri Bey ve Sevgideğer Dostlar,
Mesajıma, 17 Ekim'de Ankara'dan teveccüh gösterilip gönderilmiş ve bize tek tek iletilmiş selamlara mukabele ederek başlıyorum..
Ve Aleyküm SELAM! :)
Allah selâmını esirgemeyenlerden Allah râzı olsun!
Müsadenizle, bu mesajımda sözün ve müziğin gücüne dair bir şeyler söylemek istiyorum..
Hiç tereddüt etmeden şöyle bir kanaat ortaya koyabilirim.. Hangisinin daha güçlü olduğuna dair bir mukayese gerekse, tereddütsüz "söz daha güçlüdür" diyebilirim!
Kalemi de ayrıcalıklı kılan "sözün gücü" değil midir?
Kanaatimce, kelimeler notalardan üstündür!
Bununla beraber, sayısız örneğine kendi müziğimizde tanıklık ettiğimiz gibi, güftelerle bestelerin izdivacından doğan unutulmaz şarkılar vardır..
Bu elbette herkesin üzerinde ittifak edebileceği seviyede bir kaliteye tekabül eder.
Ne yazık ki zamanımızda -artan biçimde- sözün ve müziğin özürlü olduğu bir çok şeyi dinlemeye mecbur kalabiliyoruz..
Hiç unutmam; üniversite çağımda bir yaz tatilinde geçici bir işte çalışıyordum.. Arapçamı ilerletmeye çalıştığım bir dönemdi ve o yıllarda ülkemize Arap turistlerin yoğun ilgisi vardı..
Burası bir avize mağazasıydı ve adres Şişhane yokuşuydu..
Dükkânın yaşça benden büyük iki kalfası vardı..
Dükkân sahibi dayılarının dışarıda olduğu saatlerde tek eğlenceleri Arabesk dinlemekti..
Bir Cumartesi günü, aynı kaseti o kadar evirip çevirip tekrar tekrar dinlediler ki, paydos edip eve dönerken kaset beynimin içinde çalmaya devam ediyordu.. :)
Kaseti onlarla belki üç saat beraber dinlemek işkencesine katlanmıştım; fakat kalan 21 saatte beynim fazla mesai yapmaya devam etmişti.. :)
Bu tam bir marazî örnek; zehirleyici sözler ve zehirleyici bir müzik!!
Elbette, konu müzik olunca meselenin bir de "zevk" yönü var ve müziği tartışmak bir yere kadar..
Ancak, zevklerin de tekâmül edebileceğini ve ilkellikten medeniyete doğru yol alabileceğini hesap etmek gerek!
Kelimelerin üstünlüğünden, sözün gücünden bahsederek söze girmiştik..
Galiba, söz güç kaybedince müzik te çaptan düştü?!
Kelimeler süflî olunca, ulvî notalara yol göründü; bu zemini ve bu zamanı terk ettiler..
Tabii, önce söze güç veren, ruh veren insânî-ruhânî özelliklerimiz zaafiyete uğradı.. Böyle olunca, milletin sözel ve müzikal kabiliyeti ve kapasitesi basamak basamak inişe geçti..
Şu anda, inişin kaçıncı basamağındayız ve bendeniz hangi basamaktan bu konuda kelam etme cür'etini gösteriyorum bilmiyorum??
Mûsikî kültürümün varlığından ve gelişkin olduğundan bahsedecek bir yeterliliğe -maalesef- sahip değilim.. Bununla beraber, sözün gücüne duyduğum imanda samimiyim!!
Bir zamanlar, "meyhane şarkısı" olarak nitelendirilmiş güftelerde bile gördüğüm güçlü kelimeleri fark ediyorum ve müziğe yol gösterecek mucize sözleri arıyorum..
Hüzzam bir besteyle söylenen şu şarkıda bile sözün gücünü görüyorum...
"Bahtım sarılmış simsiyah tüle...
Yaşlı gözlerle yalvardım güle..
Uzak kalırsan, bana acele..
Selamlar gönder seher yeliyle..." (Abdullah Yüce)
En kalbî selam ve saygılarla,
Kardan Adam
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Arabesk müzik denilen pislik Yazan "Kardan Adam"
Cvp: Arabesk müzik denilen pislik Yazan Sabri Tandoğan