Sayın Meryem Hanım,
29.10.2009 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, gönderdiğin mail beni uzun uzun düşündürdü. Çok haklısın. Bilirsin Allah nasibetti doğudan batıya, kuzeyden güneye bütün Avrupa’yı gezdim. İnsanlarıyla görüştüm. Gerçekten onlar da inanılmaz bir incelik, edep ve saygı var. Yalnız bir noktayı işaret etmek isterim. İstisnalar hariç. Gördüğüm kadarıyla onlara inançsız diyemeyiz. Ob-nların da kendilerine göre bağlandıkları değerler var. Bir İngiliz atasözünü unutamıyorum: “Bir çocuğun iyi yetişmesini istiyorsanız işe büyükanneden başlayın.” diyorlar. Mesele burada yavrum. Görgü meselesi, görenek meselesi. Bizim insanlarımız ne yazık ki çeşitli sosyal nedenlerle inançlarını kaybettiler. Kültürlerini, görgülerini, dillerini, aile yapılarını, estetik anlayışlarını, aşk anlayışlarını, edeplerini, zarafetlerini kaybettiler. E, bu kadar kayıptan sonra onlardan ne bekleyebiliriz? Ne beklemeye hakkımız var. Onlara ne verdik ki ne isteyeceğiz?
Bu durumda yapılacak nedir? Bana göre hiçbir şey olmamış gibi davranmak. Bir şair,
“Yeniden başlasak, yeniden aşka
Hiçbir şey olmamış gibi yeniden”
diyordu. Biz, edepli olalım, biz saygılı olalım, biz zarif olalım, biz sesimizi bile terbiye edelim. Batıda medeni insanlar için “O, o kadar değerli bir insan ki sesini bile terbiye etmiş.” diyorlar. Kendimize rehber olarak Resulullah Efendimizi, O’nun yolunda giden büyük velileri alalım. Ama bu arada negatif yüklü serseri mayın gibi olan insanlara da dikkat edelim. Bugün toplumumuzda ancak it sıfatıyla değerlendirilecek nice rezil, kepaze insanlar var. Aman onlar karşı çok uyanık olalım. O şerefsizlere en ufak bir fırsat tanımayalım. Onlar bize yaklaştığı zaman onlara öyle bir bakalım ki bakışlarımızdan çıkan alevlerle cayır cayır yansınlar. Bazı kimseler herkese karşı yumuşak davranmayı, eyvallah demeyi bir meziyet sayıyorlar. Bu çok yanlış yavrum. Eğer öyle olsaydı o şerefsizler güruhuna karşı Resulullah Efendimiz kılıcını eline alır savaşmaz, Mekke’den Medine’ye hicret etmezdi. Demek ki hayatta yerine göre savaşmak da var, hicret de var.
İşte böyle yavrum. Yaşamak sanatında usta olmak, hayatın güzelliklerini yudum yudum içmek ne güzel bir şey. Kur’an-ı Kerim’de “Ne yana bakarsan bak, Allah’ın vechi oradadır.” buyruluyor. Çevremiz sayısız güzelliklerle dolu. Önümüze çıkan ite köpeğe de yerine göre “hoşt köpek” deyip onları uzaklaştırmak en güzel metoddur.
Sevgili yavrum, senin hayatını bütün insanlar için örnek bir yaşantı haline getireceğine bütün kalbimle inanıyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Yaşamak sanatı ne muhteşem bir olay Yazan Meryem Gümüşer
Cvp: Yaşamak sanatı ne muhteşem bir olay Yazan Sabri Tandoğan