Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Sayın Çiğdem Seçkin Gürel Hanım'dan aldığımız sunum
Gönderen : Çiğdem Seçkin Gürel
Tarih : 10/30/2009 4:25:20 AM




 


Bilgi ve Yaşantı (4/4)


Yunus’un çok beğendiğim, harikulâde bir mısraı vardır: “Yunus bir haber verir, işidenler şâdolur.” diye. Önemli olan o haberi duymaya ve yaşamaya çalışmak… İşte ancak o zaman insan varlığın özü ile temasa geçiyor. İnsanlar kendi kendilerinin mezarı olmak istemiyorlarsa, bu yücelikler ve güzellikler alemine yaklaşmak zorundalar. Yoksa kendi içimizde boğuluruz. Ulvi düzeni bozulan insan, sürüye dahil olmak zorunda. İstese de istemese de… Aksi takdirde insanlığını, varoluş nedenini unutuyor. Şahsiyeti kayboluyor.


Yaşamak, etrafımızdaki varlığın bilincine, güzelliğine ulaştıkça duaya yaklaşır, bir iç alem nizamı olur. O zaman insan ruhunun yıkandığını, tertemiz, pırıl pırıl olduğunu görürüz. Görmek, disiplindir. Dikkat bize varlığın ve kendimizin kapılarını açar. Dua, ruhun Allah’la karşılaşmasıdır, bir ve beraber hale gelmesidir. Ve insanoğlu isterse bütün ömrünü bir aşk, bir şiir, bir dua haline getirebilir. Mesele, bilmek değil, bildiğini kendine ilave edebilmektir. Ve güzelliklerin, yüceliklerin, sanatın başladığı yerde her şey susar…


Açık konuşalım. İnsanlık bugün ulviyet duygusunu kaybetti. Bu yüzden kâinatı, hayatı ve kendisini alelâde bir madde yığını olarak görmeye başladı, Yanlız gerçek Allah dostları, büyük şairler ve sanatkârlar asıl kaynakla ilgilerini sürdürdüler. İnsanların çoğu kendi nefislerine, gösteriş duygularına, maddi keyiflerine göre düzenledikleri, konforlu evlerinde ve şehirlerinde varlığın sırlarına bigâne yaşarlarken, yanlız onlar hâlâ yıldızlara, ay ışığına, güneşin doğuşuna, batışına, denize hayretle, hayranlıkla ürpertiyle bakmaya devam ediyorlar.


Maddenin vasıta olmaktan çıkarak amaç haline gelmesi, insanlığı iflasa sürükledi. Bir şeyin değeri ona bakana bağlıdır. İnsanın doğa ve sanat güzelliklerini görebilmesi ve değerlendirebilmesi için kültüre ihtiyaç vardır. Görmek için göz ister. Aslında gören göz değil, düşüncedir. Yaşamak sanatında usta olmak demek, doğanın sırlarına ve gerçeğin derinliğine ulaşmak demektir. Çağdaş bir insan için güzel sanatlar bir lüks değil, vazgeçilemeyen, onsun yapılamayan bir yaşam tarzı, hayata yaklaşım şekli olmalıdır. Asıl amaç dengeli bir iç yaşamdır. O zaman insanlar lüzumsuz ve boş konuşmayı terk ederler. Şunun bunun ayıbını görmekten vazgeçerler.


Tohumun içindeki sırlı yaşama gücünden nasıl ormanlar yükseliyorsa, insanın içindeki sırlı yaşama gücünden de zaferler doğar. Ve zafer, zafer benimdir diyenlerindir.


           SABRİ TANDOĞAN


 

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]