Sayın Çiğdem Seçkin Gürel,
27.10.2006 tarihli mailinizi aldım. Yine her zaman olduğuu gibi son derece önemli bir konuya değinmişsiniz. Bugün memleketimiz tarihinin en önemli günlerini yaşıyor. Bazı çevreler memleketimizi bölmek, parçalamak, yok etmek istiyorlar. Ve bu işi alçakça, namussuzca, şerefsizce yapıyorlar. Dost görünüyorlar ama ne dostlukla, ne insanlıkla, ne efendilikle bağdaşacak bir durumları var. Hep aba altından sopa gösteriyorlar. Ne yazık ki bazı kimseler işin farkında değiller. Kimisi şan, şöhret, mevki makam peşinde, kimisi para peşinde, gerçekleri görmezden geliyorlar. Ne yazık ki, ne acı ki Fransızların Türk tarihine, Türk Milletine yaptıkları en büyük ihanet bile bu insanları uyandırmıyor. Kazanacağı paraları, ulaşacağı makamları düşünerek bazı kimseler bana hayatımın en büyük ıstırabını veriyorlar. Omuz silkiyorlar, bana ne diyorlar, boşver diyorlar, ama tarih bilincinden yoksun oldukları için şunu düşünemiyorlar: Onların da kazanacağı paralar, ulaşacakları saltanatlar hep bizim özgür ve bağımsız olmamızla ilgili. Geçen gün gazetede okudum, oturdum hüngür hüngür ağladım. Bir milletvekili “evet diyor artık benim elimdeki Fransızların verdiği nişanın bir tenekeden farkı kalmadı” ama yine de YÖK Başkanı Sayın Erdoğan Teziç’in yaptığı gibi yapamıyor, alın başınıza çalın nişanınızı diyemiyor. Ya bir gün onlar çağırırsa hanımıyla beraber Şanzelize’de tur atmak varken niye göndereceğim diyor. Öbürü müşterek müesseseden kazanacağı parayı düşünerek omuz silkiyor, miletinin ıstırabına aldırış etmiyor. Neme lazım, diyor. Eğer bunlar bir tarih bilincine sahip olsalar böyle hareket ederler miydi? İnsanların bazan beraber yaşadıkları insanlarla müşterek sevinçleri, müşterek acıları olabilir. Buna seyirci kalmak, bu kimselerin yaşadıkları topluma yabancılaşmalarından başka nedir? Hepimiz bir süre sonra hakiki yerimize döneceğiz. Acaba onlar bize vahşi hayvanlar gibi kazma dişlerini gösteren alçak insanlara yaltaklanmaya çalışmakla içinde yaşadıkları topluma ihanet etmiş olmuyorlar mı? Şunu iyi bilelim ki kimsenin yaptığı yanına kar kalmayacaktır. Sadece bu insanlara yazıklar olsun diyor, teessüflerimizi bildiriyoruz. Yunus Emre ne diyor:
“Sana derim ey hoca
Sırat köprüsü nice
Kıllardan daha ince
Geç derlerse ne dersin”
Anlayana sivrisinek saz, anlamayana... Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Tarih Şuuru Yazan Çiğdem Seçkin Gürel
Cvp: Tarih Şuuru Yazan Sabri Tandoğan