Sayın Kübra Kamış,
28.10.2006 tarihli mailinizi aldım. Kıymetli yavrum, gösterdiğiniz sıcak, samimi ve temiz ilgiye çok teşekkür ederim. Sağolun, varolun. Şükürler olsun iyiyiz. Allah’ın verdiği sayısız nimetlere şükredebilmenin özlemi, isteği ve heyecanı içindeyiz. Ne kadar güzel bir dünyada yaşıyoruz. Çevremiz sayısız güzelliklerle dolu. Bütün mesele bu güzellikleri görebilmekte. Yunus Emre, “Cümle yerde Hak nazır, göz gerektir göresi” diyor. Kuran-ı Kerim’de “Ne yana bakarsan bak Allah’ın vechi oradadır” buyruluyor. Bütün mesele görebilmekte. Rilke, “görmeyi öğreniyorum” der. Bir söz ne kadar anlamlıdır, “Görenedir görene, köre nedir köre ne? “ Aşık Veysel, çevresindeki güzellikleri nefsaniyetinin perdeleriyle göremeyen insanlara “Yumma gözün kör gibi” diye seslenir. Yunus, “Gören göz değil, gönüldür” diyor. Bizim yapacağımız gönül dünyamızı nefsaniyetin pençelerinden, hücumlarından, baskılarından kurtarıp, iyiyi, güzeli, doğruyu, asil, temiz, büyük ve yüce olanı görebilmektir. Yunus, beni altmış yıldır düşündüren, ürperten bazan ağlatan mısraında “Benim bir karıncaya ulu nazarım vardır” der. Evet yerdeki minicik bir kum tanesinden gökyüzündeki samanyoluna kadar bütün kainatı aşkla, heyecanla, ürpertiyle, ulu nazarla görebilmek ve sonra kainattaki tek istiana olmadan bütün insanları, hayvanları, bitkileri, eşya ve cemadatı Muhammedi bir aşkla kucaklayabilmek, işte bizler bununla yükümlüyüz. Onun için sevmek devam eden en güzel huyum diyor son nefesimizde aşk ile iman ile çene kapamayı diliyoruz. Allah bunu bize ve yeryüzündeki bütün insan kardeşlerimize nasib eder inşallah. Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :