Sayın Nihade Hanım,
12.11.2009 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, seni, büyük ıstırabını anlıyorum. Kimbilir hangi imtihanı bu alçak, bu şerefsiz müdürle veriyorsun. Ama yılma. Görevine devam et. Çeşitli, Allah’ı ifade edecek terimler bulabilirsin. Mesela Yaratanımız diyebilirsin.Sonra düşün ki önemli olan kelimeler değil, söylediklerimizi aşkla, inançla, yürekten söyleyebilmektir. Şu anda ben senin yerinde olsam katiyen yılmam ve bütün öğrencilerimi en güzel, en nezih, en temiz duygularla yetiştirir ve onların hayata Allah aşkıyla dopdolu pırıl pırıl insanlar olarak başlamalarına var gücümle gayret ederim. Ne olur yavrum bu küçük imtihanlarla yılmayalım. Bu Allah düşmanları bizim imanımızı, bizim aşkımızı, bizim heyecanımızı daha da çok artırıyor. Rahmetli babannem, “Yavrum,” derdi, “kış kışlığını, puşt puştluğunu yapar.” Dibini bir kurcalasan o alçak adamın nasıl pislikler içinde, iğrençlikler içinde bocaladığını görür, ona acıyıp dua edersin. Haydi yavrum, bizim lisedeki müzik hocamız Faik Canselen’in İleri Marşı’nı unutma:
“Yürü, bu yol şeref, zafer yolu
Karşında bekliyor seni tanyeri
Yürü, atıl, devir karanlığıo
Durma yürü, haydi, ileri”
Değerli yavrum, yeni maillerini bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Babannem derdi ki: “Kış kışlığını, puşt puştlğunu yapar.” Yazan Nihade
Cvp: Babannem derdi ki: “Kış kışlığını, puşt puştlğunu yapar.” Yazan Sabri Tandoğan