Sayın Aykut Gök,
29.10.2006 tarihli mailinizi aldım.
Aykut Bey, bu son derece önemli, yedi milyar insanın hepsini ilgilendiren meselede gösterdiğiniz hassasiyetten dolayı sizi kutlarım. Efendim nefis o kadar kuvvetli, o kadar güçlü ki insanlar binlerce senedir onu öldürmek, yok etmek için ellerinden geleni yapmışlar ama muvaffak olamamışlar. Bu binlerce yılın tecrübesine bizim de girişmemiz zaman kaybından başka nedir? Peki ne yapalım? Bana göre yapılacak iş şu: Nefisle didişmeyi bırakalım. Biz onu altedecek kadar güçlü değiliz ama öyle bir metod bulmalı ki nefsimizi etkisiz bırakalım. Nedir o metod? O metodun anahtarını ben Kuran-ı Kerim’de buldum. Kutsal kitabımızda şöyle buyruluyor: “Nur gelince zulmet gider”. Farzedin bir gece evinize geldiniz, anahtarınızı çıkarıp kapıyı açtınız. Her taraf kapkara. Şimdi elimize kürek gibi, süpürge gibi birşey alıp karanlığı kovalasak ve bu eylem sabaha kadar sürse netice ne olur, malum yorulduğumuzla kalırız, hiçbir sonuç alamayız. Ama elektrik düğmesine dokunduğumuz zaman ev ışır, aydınlanır, gündüz gibi olur. Buradan hareketle naçizane diyorum ki nefsimizle didişmeyi bırakalım. Biz her an bir güzelliği yaşayacak işler yapalım. İbadet gibi, dua gibi, tesbih gibi, kitap okumak gibi, kaliteli müzik dinlemek gibi, bir hasta ziyaretine gitmek gibi, hastanede aylardır yatıp da hiç ziyaretçisi gelmeyen bir hastayı ziyaret etmek gibi, gözü yaşlı bir insanın, ıstırap çeken bir insanın acısını paylaşmak gibi, öksüz bir çocuğun başını okşamak gibi, fakir bir ailenin kızının evliliğinde imkanlarımız nispetinde ona yardım yapmak gibi. Bu örnekleri sabaha kadar sıralayabiliriz. Dikkat buyurursanız bu örneklerin hepsi tutulacak pozitif yolun bir nüansıdır. O zaman ne oluyor, biz kendimizi okumaya verdikçe, ibadete verdikçe, hayır işlerine verdikçe o zaman nefis ister istemez seyirci kalıyor, bize ulaşamıyor, hükmünü geçiremiyor, bizi pençelerinin altında kıvrandıramıyor. Işığın olduğu yerde karanlığın hükmü kalır mı? Onun için Resulullah Efendimiz her gece yatarken “Allah’ım beni bir an, bir andan da kısa bir zaman nefsime bırakma” diye dua buyururmuş. Ben bugüne kadarki olan hayatımda bu formülü uyguladım ve şükürler olsun Allah’ın yardımıyla güzel sonuçlar aldım. Artık karar sizin.
Yeni maillerinizi bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :