Saygıdeğer Büyüğüm,
Satırlarıma başlamadan evvel , hürmetle ellerinizden öpüyorum.Cümle gönül dostlarının da mübarek kurban bayramını kutluyorum.Allah nice bayramlara hayırlarla eriştirsin.İnşallah...
Efendim,sizinle birlikte olma şerefine nail olduğumuz için , önce Yüce Yaradana sonsuz şükürler olsun.Rabbim bu yakınlığın bilincinde olmayı, ve bu lütfa layık olmayı da nasip eder inşallah...Sizinle geçirdiğimiz her an birşeyler öğreniyor, bazen notlar alıyoruz .Bizde öğrendiklerimizi, aldığımız notları, zaman,zaman, fırsat buldukça, değerli dostlarla paylaşıyoruz.İnşallah karınca kararınca bir faydamız olursa, ne mutlu bize...
Saygıdeğer büyüğümüzle birlikte bir bayram sevinci daha yaşamayı Rabbim lutfetti. Bayramın ilk günü, öğleden sonra, Ayten Anneye gittik.Bizi evden değerli ağabeyimiz Vahap Bey aldı. Ayten annenin Sağlık sokaktaki evinin önünde arabadan inerken,değerli büyüğümüz dikkatimizi Ayten annenin evinin camından gözüken,kuşların üzerine konduğu ağaca çekti. "İşte o ağaç bu" derken, gözlerimize inanamadık.Çünkü,kuşların üzerinde dolaştığı,kocaman yelpaze gibi açılan, dallar ve yapraklar gitmiş, yerini, gösterişsiz,kuru bir kaç ince dal almıştı. İnşallah, baharda o ağacı muhteşem hali ile görmek,tekrar nasip olur ,diye düşünmeden edemedim.
Ayten Anne ,bizi yine her zamanki, bayram coşkusu ile karşıladı. İçeri girerken,herkesin yerine oturmasını bekledi. Ben bu kez, farklı bir yere oturmak istedim.Ayten Anne'nin bu değişiklik gözünden kaçmadı. Senin yerin ,orasıydı,diyerek daha önceki gidişlerimizde oturmuş olduğum koltuğu işaret etti. Herkes yerine diyerek,beni eski yerime oturttu. Vahap Beye de senin yerin de , o köşe diyerek,eski yerini gösterdi.Bu anımsamalar, insanda hoş bir duygu uyandırıyor.. Sanki,yerimiz bizi bekliyordu,ve varlığımızla,tekrar mutluluk duydular...
Sohbet sırasında aldığım notlar; Ayten Anne' den
-Müslüman hiçbirşeyi sahiplenmez.Herşeyin emanet olduğunun bilincindedir.
-Allah'ım hesabını veremeyeceğim hiç bir şeyi bana nasip etme, hesabını soracağın hiç bir şeyi de bize ikram etme.
-Sev, affet, hoşgör, kanaatkar ve sabırlı ol.Mutlu ol ve hür yaşa.
-"Çok seviyorum" kelimesini yanlız Allah için kullan.. Ama sevgimizi gösterelim.Seviyorum de, hoşlanıyorum de...
-Verirsen alırım, alırsam veririm, çağırırsan gelirim...Dediğimiz zaman olgun insan oluruz...Bizim kullarla işimiz yok.Herşey Allah için.
"Ya Rab...Sana kavuşursam, Senin hoşnut olacağın şekilde geleyim."
-Ne ekersek onu biçeceğiz. Buğday eken, arpa biçemez.
-Huzura tam manası ile gidemeyen huzuru bulamaz.
-Ya Allah,Ya Muhammed...Ver bize tez selamet...İlminle zengin eyle,Hakikate ulaştır
Etrafımızda, gerek maddi, gerek manevi güzelliklerden bahis açılması üzerine;
-Allah herşeyin güzelini vermiş.Bizler kani olmuyoruz..
Bir hanım konuk, Ayten Anne'yi ziyaret ettikten sonra ferahladığını,mutlu olduğunu söylüyor.
Değerli Büyüğümüz;Bir mübarek insanın yedi mahalleye yararı olur...Bir münafık insanın da yedi mahalleye zararı vardır.Tabiatta çiçeklerin,kuşların,kuzuların yanı sıra yılanlar da, akrepler de var. Ayten Anne;
-Onlardan da ilaç yapılıyor.onlarında faydası var..
Değerli Büyüğümüz;
-Rahmetli Babaannem,çok mübarek bir insan için,"yavrum, o kırk puşttan,kırk muşta yemiş derdi..Kainatta iyide var,kötüde var. Herkes kendi fıtratının gereğini yerine getiriyor.
Bir ara, hanımlardan birinin gözleri dalıyor, mahzunlaşıyor.Değerli büyüğümüz fark ediyor.
-Niye böyle daldın? diye soruyor. Meğer geçen yılbaşı gecesi oğlu vefat etmiş.7 arkadaşı ile birlikte doğalgazdan zehirlenmişler. Çok acı bir olay, Allah sabır versin. Değerli Büyüğümüz;
-Aman yavrum, olay üzerinde fazla düşünme, fikirde yürütme.Allah verdi,Allah aldı.Ömrü O kadarmış. Allah kendi emrine açık veya gizli itiraz edenlere... MaazAllah...Ben kaç tane evladını kaybeden anne-baba gördüm.Üstünde fikir yürütmüş, yürütmüş...Aklını kaybetmiş.Kafayı yemiş. Acaba biz, yarın sabah kalktığımızda çayımızı içebilecek miyiz. Herşey anlık.. Azize Teresa'nın bir sözü beni daima ürpertiyor. Bazen ağlatıyor.Diyor ki;""Geliniz bir anımızı imanlı geçirelim."
Ayten Anne; Nefesi alırız, veremeyiz,veririz alamayız.O kadar kısa.
Kuşlardan bahsettik. Ayten Anne;Birazdan gelirler henüz yemek saatleri gelmedi. Demeye kalmadan, bir baktık tek tek gelmeye başladılar. Elektrik tellerine kondular.Ayten Anne
-Onlardan bahsettiğimizi hissettiler,geldiler. dedi. Değerli büyüğümüze soruyoruz.
-Efendim,kurbanlıklar kesilirken acı çekerler mi?
-Hayır, hiç acı çekmezler. Onlar Allah rızası için kurban edildİği için mutlu olurlar. Mesela bir bayram yaşadığım bir anımı anlatayım. Hiç unutamıyorum. Yıllar önceydi ... O zamanlar Selami Çeşmede kurbanlıklar satılıyordu. Oraya kurbanlık almaya gitmiştim. Dolaştım, dolaştım. Bir kurbanlıkla aramızda bir iletişim oldu.Bana doğru yaklaştı.Sanki beni al, diyordu. Onu satın aldım. Herkes kurbanlığını zorla, çeke, çeke götürüyor. Benimki kendi kendine yanıma geldi. Peşimden uslu uslu yürüdü. Onu okşadım. Biraz yem verdim. Az ötede, çukurlar açılmış, kurbanların kesilmesi için. Benim kurbanlığım kendiliğinden gitti,başını çukura koydu.Kurban edilimeyi bekledi... Şimdi şahit olduğumuz durumlar kurbanlıklara, hayvanlara kaba muamele edilmesinden doğuyor. Yoksa onlar bu hale razıdır...Kurban olayı, çok ince hikmetleri olan bir olay. Dünyada koyunların üremesi çok enteresan. Hergün milyonlarca koyun kesiliyor. Ama hiç eksilmiyor, Her yıl bir kere yavruladığı halde... Allah'ın lutfu, ihsanı...
Ayten Anne'den son bir kaç söz ile yazımı bitiriyorum.
-Hak de, gerisini bırak.
-Ruhu, kemale, olgunluğa, ne kadar yaklaştırırsak, beden o kadar sağlam olur.
-Nasibinde varsa,gelir Hint'ten,Yemen'den...Nasibinde yoksa, ne gelir elden..
Uyumadan evvel, Ayten Anne'nin ettiği dua;
Ya Rab,ruhum, eğer sende kalacaksa,Refik-i Ala zümresine dahil eyle. Eğer geri yollayacaksan,bilmediklerimizi öğret, öyle yolla...
Selam, sevgi ve saygıların en sonsuzu ile......
F.Gül