Merhaba Sabri amca;
Umarım iyisinizdir. Ben de iyiyim Allah'a şükür. Gerçi henüz yürüyemiyorum ama olsun daha iyiyim; işten, o negatif ortamdan uzaklaşmak o kadar iyi geldi ki! Meğer orası beni ne kadar yoruyormuş! Benden sonra da orası iyice karışmış! İyice negatif olmuş! Ne yazık! İnsanların nedir bu kadar birbirlerinden nefreti, çekememezliği anlamak mümkün değil! Neticede herkes orada ekmek parasını kazanmaya çalışıyor! Ne olur sanki herkes en güzel şekilde kimseye bulaşmadan kendi işini yapsa da efendice, mesai bitince de efendice çıkıp gitse! Ama bir insan huzursuz olunca, gergin olunca yanındakini de huzursuz etmeden rahat edemiyor! Ne yazık! Böyle insanları idare etmek o kadar zor ki! İşte böyle Sabri amca. İşyeri iyice karışmış ben gidince yani! Eminim dört gözle beni bekliyorlar tekrar beni bunaltmak için! İçimden hiç gitmek gelmiyor oraya tekrar! Hele o kızı hiç görmek istemiyorum artık! 4,5-5 senedir birlikte çalıştığım departman arkadaşlarım beni ziyarete bile gelmediler, aramıyorlar bile! Öyle insanlardan beklemiyordum ama yine de insan kırılıyor! Bir-iki kez aradılar, onda da ne zaman geleceğimi sordular üstü kapalı! Sadece bir arkadaş arıyor, o çok güzel resim yapan arkadaş! Sık sık arayıp soruyor beni! Allah ondan razı olsun, gerçekten çok memnun oluyorum! Demek tek vefalı oymuş! Ayın yirmi dördünde Allah kısmet ederse doktora gideceğiz ve film çekilecek; kemikler tam olarak kaynamış mı diye bakılacak! Ondan sonra bakalım nasıl bir yön izlenecek! Fizik tedavi de gerekebilirmiş belki! Hayırlısı inşallah! Bu arada Alper de SSK.'dan rapor alıyor devamlı benim için. Toplu rapor vermiyorlarmış! Hep on gün on gün, sonra yirmi gün şeklinde rapor veriliyormuş! Allah'tan teyzemin kızının oranın ortopedisinde çalışan doktor arkadaşı var da Allah razı olsun zorlanmadan alıyoruz raporları! Yoksa bir sürü prosedürler var! Bu arada evde kitap okuyorum bol bol; siteyi hergün okuyorum zaten! Çok güzel yazılar oluyor çok hoşuma giden! Ziyarete, geçmiş olsuna gelenler oluyor sıksık! Annemin komşuları da çok iyi insanlar hepsi; onlar da sıksık ziyarete geliyorlar! Hele yan komşusu; aynı zamanda annemin de çok eski ahbapları; benim en yakın arkadaşım Işıl'ın da babaannesi oluyor kendisi! 80 küsür yaşında ve sıksık benim için bir şeyler yapıp getiriyor! Annem "yapma, yoruluyorsun" diyor ama "zevkle yapıyorum ben" diyor ve yapmak istiyor birşeyler" Allah razı olsun! Öyle iyi insan ki! Geçtiğimiz hafta sonu çok sıkıldım ve yürüteç gibi bir şeyim var; onunla birlikte beni Fenerbahçe'ye götürdüler! Alper, annem, babam hep birlikte oraya gittik; hava da çok güzeldi; dışarda oturduk, çay içtik! Dışarı çıkmak, hava almak okadar güzel geldi ki! Dışarıda olmaktan, dışarı çıkmaktan bu kadar zevk alacağımı hiç düşünmezdim! Çünkü ayağım böyle olmadan önce istediğim an dışarıya çıkıyordum, biryerde oturup çay içip hava alabiliyordum! Oysa şuan istediğim an bunu yapamıyorum çünkü yürüyemiyorum! Tabii ki insan böyle bir durumda her şeyden çok daha fazla zevk alıp, her şeyin kıymetini çok daha iyi idrak edebiliyor! Allah'a çok şükür mutluyum, huzurluyum! Ama işe başladığım an yine beni huzursuz etmeye çalışacağını da biliyorum o kızın, şu an orada çalışan insanları ettiği gibi! Fenerbahçede otururken kuzenim aradı, eşi ve küçük kızıyla onlar da bizim oturduğumuz yere geldiler! Kuzenimin eşi de çok yardımcı oldu ameliyat olayımda! Allah ondan da çok çok razı olsun inşallah! O tatlı küçük kızları bana, ayağıma, yürütecime nasıl şaşkın, bazen de endişeli gözlerle bakıyor ne olmuş öyle diye! Hep konuşuyorum, gülümseyerek anlatıyorum ona ama beni hiç öyle görmediği için meraklı gözlerle bakıyor bana! Nasıl da tatlı! O gün gelince onlar da, o geldi hemen yanımdaki sandalyeye oturdu, elinde kalemi ve kağıdıyla bir şeyler çizdi! sonra sayfayı kopardı bana verdi, sana resim yaptım diye! Ne güzel olmuş, çok teşekkür ederim dedim ve aldım! Sonra Alper'e de verdi bir tane! O kadar ama o kadar tatlı bir kız çocuğu ki ona bakarken hep içimden dua ediyorum Allah iyi yazı yazsın ona, güzel günler göstersin diye! Benim için çok güzel bir gündü dışarıda geçirdiğimiz o gün! Sanki karşımda duran deniz her zamankinden daha güzeldi, her zamankinden daha muhteşem, daha sakin, daha durgun, daha bir ışıl ışıldı; hava sanki her zamankinden daha temizdi; ağaçlar sanki daha bir dikkatimi çekmişti! Bazıları sararmış, bazıları hala yemyeşil, bazıları kırmızımsı görünen değişik renklerde, hepsi birbirinden farklı yapraklar o kadar güzel görünüyordu ki! Denizin kenarında bir bütünlük ve ahenk içinde sıralanmış duran yatlar, tekneler sanki daha bir farklı, daha bir güzel görünüyordu gözüme! Ben etrafı dikkatle seyrederken birden bir köpek geldi yanımıza, nasıl güzel, bal renginde ve anlamlı gözleri vardı; seke seke gidiyordu; önce Alper'e doğru yaklaştı, sonra göz göze geldik köpekle, baktığımda sol ön bacağının olmadığını, o nedenle diğer bacaklarına abanarak zıplayarak yürüdüğünü farkettim! Sonra geldi ve sarılı olan sol bileğimi uzattığım sandalyenin kenarına bacaklarını kıvırıp oturuverdi bana bakarak! O an çok tuhaf birşey hissettim içimde, gözlerim hafif nemlendi! Öyle hissettim ki sanki benim sol ayağımın durumunu hissetti ve geldi tam o ayağımın yanına sessizce oturdu! Onu epey seyrettim, o da ara ara o güzel bal rengi gözleriyle dönüp dönüp baktı bana seni anlıyorum der gibi! Etkilenmemek, duygulanmamak mümkün değildi! İşte böyle Sabri amcacım. Böyle böyle geçiyor günler! Sizi de çok çok özledim. İnşallah her gününüz birbirinden güzel ve sağlıklı geçiyordur. Allah'a emanet olun.
Sevgi ve saygıyla ellerinizden öpüyorum.