Sayın İlknur Hanım,

9.12.2009 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, o kız dünyanın en adi, en alçak, en şerefsiz orospularından biri. O kız müdürlerin metresliğini yapıyor. Niye kafanı o kızla dolduruyorsun? O, söylediğim gibi bir yaratık. Bırak onu. Şirketine de lanet olsun, o kıza da lanet olsun. Allah’ın belası o şerefsiz kızın üzerine olsun. Hiç oralı olma. İyileşmene bak. Ne zaman iyileşirsen o zaman gidersin. Herkesin rızkını Allah verir. Bence o orospu kızın yanına dönmemen daha iyi olur, başka bir iş ararsın. Bulamazsan Alper’in getirdiğine kanaat edersin. Kuru ekmek ye, yeter ki başın dinç olsun. Ben senin yerinde olsaydım o kızla öyle bir kavga ederdim ki gerekirse onun yüzünü, gözünü parçalardım. Bu Allah’sız kıza yıllarca eyvallah ettin de eline ne geçti? Neden üst kattaki müdürlere şikayet etmiyorsun bu rezil, bu şerefsiz orospuyu? Bu kız elime geçse İstanbul’un bütün estetikçileri o kızın yüzünü düzeltemez. Yeter yahu! Hani Ajda Pekkan’ın bir şarkısı var: “Köle miyim sana ben” diye. İstersen önce üstteki o iki müdüre şikayet et. Sonra o kızın üstüne öyle bir hücum et ki ömür boyu sakat kalsın. Hani sorduğun için söylüyorum. Ne yapayım demişsin de. Ben adamı böyle yaparım, onu anasından doğduğuna pişman ederim.

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :