Çok kıymetli büyüğüm,

Bugün Nihade hanıma yazmış olduğunuz cevabı okurken, bir kere daha Siz'i bilmeden, istemeden incittiğim için çok üzüldüm. Ben,size nasıl darılabilirim? Sizin,o gün ne kadar sıkıntıda olduğunuzu bilemeden, Çiğdem kardeşim'in dediği gibi lüzumsuz alınganlık yaptım. Ama bu alınganlıklarım sanıyorum çok ağır geçen kemoterapi sürecimle ilgili. Bugün, İlknur Hanım’ın ayağının rahatsızlığını detaylarıyla okudum. Çok geçmişler olsun, acil şifalar dilerim kendisine. İnanın, öyle saatler geçiriyorum ki, bulantılar, ateşler, halsizlik, bazı günler hiç yataktan çıkmıyorum. O ruh haliyle, açılan bir telefonda, Siz'in ızdırabınızı anlayamamanın ezikliği içindeyim. Çiğdem kardeşimin belirttikleri gibi, Siz, beni ve ailemi bağrınıza bastınız bir baba şefkatiyle. Burcu ve Kayhan da bayramda benim telaşımdan Siz'i arayamayarak büyük bir ayıp işlemişler. Onlar bana çok üzülüyorlar. Geçen haftam tamamen hastanede geçti. Kendimi Siz'e nasıl affettirebilirim? Lütfen, Allah rızası için, Siz büyüksünüz, tekrar beni affedin.

Saygıyla, özlemle, utanarak ellerinizden öpüyorum,

Ayla Belen.

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :