Çok sevdiğim Büyüğüm,
Bu ilk satırları, siteye göndermek üzere önceden hazırladığım yazıma ek yapıyorum. Bazen, gönderdiğim yazıları önceden hazırlayıp bilgisayarıma kaydeder, internete eriştiğim zamanda da gönderirim. Gündem ile gönderdiklerim arasında uyumsuzluk olursa şayet, affola, sebebi budur. Efendim, Jale Hanım'a cevap olarak verdiğiniz maille ilgili olarak benim bir şey söylemeye ehliyetim yok, Allah bizi layık etsin sadece. Bu kadar.
Çok sevdiğim Büyüğüm,
Yakın zamandaki yazılarımdan birinde “Kenan Rıfai (hz.leri) ve Yirminci Asrın Işığında Müslümanlık” kitabını okumayı bitirdiğimi yazmıştım. Yanlız, kitap hakkında hiçbir fikir beyan etmediğimi hatırlayınca bu yazıyı yazmaya karar verdim. Belki merak edenler olur diye birkaç satır yazmak istedim kitap hakkında. Müsaadenizle;
Öncelikle şunu belirtmem gerekir ki bir kitap Siz değerli Büyüğümüz tarafından iki yüz kere okunuyorsa bu bazı şeylere delalet ediyordur. Kitabın yazarlarının (dört hanım) kültür düzeyleri o kadar yüksek; anlatımları o kadar güzel ki, Allah razı olsun hepsinden. Kenan Rıfai hz.leri hakkında yorum yapmak ise haddim değil, ancak şunu söyleyebilirim: Allah ellerinden öpmeyi nasip etsin.
Yazarların ağzından:
· Bozulmuş bir çiçek demetini yüzünü ekşiterek atmak isteyene söyler: “İki gün evvel zevkle seyrettiğiniz bir şeye karşı daha nazik olmak yakışmaz mı”.(s.140)
· Bir sağırın, bir körün işitmediği, görmediği için yanlış, bozuk hareketlerini nasıl tabii bulursak, o da doğruyu ve güzeli tanımayan adama merhamet ve sabırla bakmış, hatta kendini şu veya bu suretle kırıp taciz edenlerin iyi vasıflarını araştırmış ve daima bu iyi taraflarını ön cepheye geçirmiştir.(s.149)
· Şiddetli öksürüğü için “aman bu öksürükten illallah” diyen büyüklerden bir zatın sözü üzerine: “Niçin böyle söylüyorsunuz? O bana bir misafirdir, ben onu evime gelen her misafir gibi hoşlarım. Şikayet bize yakışır mı? Gidecekse hoşlukla gitsin” dedi.(s.202)
Hazretin kendi beyanlarından:
· Peygamber (s.a.s), komşunun komşu üzerinde şu cihetlerden hakkı vardır diyor: Borç isterse ver. Davet ederse git. Yardım isterse yardım et. Bir hayra varmışsa tebrik et. Bir müsibete uğramışsa taziye et. Hasta olursa ziyaret et. Ölürse cenazesine git. Kaybolursa ailesini gözet.(s.185)
· Randevularınıza saatinde gidin. Zira, bu, ahde vefanın küçük fakat ehemmiyetli bir tezahürüdür.(s.131)
· Sebebe teşekkür etmesini bilmeyen Allah’a da bilmez.(s.194)
· İhtiyat, teslimiyete mani olmaz.(s.202)
· Buna İlm-i Ledün derler, bunun dili yoktur. Akıl, bir yaratıktır. Mahluk Halik’i nasıl ihata edebilir?(s.277)
· Nakış methi, nakkaşa racidir.(s.423)
· İnsan ona derler ki a’mali (yaptıkları) saçıldığı vakit, içinde kendisini mahcup edecek bir şey bulunmasın.(s.524)
· ….bir kimse bir hata etse, o hareketiyle cezasını imzalamış olur.(s.524)
(Sayfa numaraları farklı basımlar için kaynağı doğru göstermeyebilir)
Efendim, fazla sıkmadan şimdilik bu kadar yazayım, inşallah daha da yazarım. Hürmetle Ellerinizden öperim, Allah razı olsun Sizden, bu kitap benim için milad oldu.