Çok sevdiğim Büyüğüm,

Biraz önce görüştüm M ile. Babasının telefonunu arayıp istedim görüşmeyi, babası da “arkadaşın” diyerek uzattı telefonu. “Buyurun ben M… ….”(adını soyadını söyledi). Ben de bilerek “M Bey ile mi görüşüyorum” dedim. Sesimi tanıdı: S… Sa..  Sami? (ağlamaya doğru giden şaşkın, belirgin bir titremeyle). Bu arada kardeşi söylememiş benim durumdan haberdar olduğumu. (Ben söylemiştim, “bana durumu anlattığını söyleme, üzülür belki” demiştim kardeşine.) Sesimi duyunca çok şaşırdı. “Beni nereden buldun, nasıl haberin oldu yaa?” En taze, neşeli sesimle, espiri yaptım: “ben sana demedim mi benim kuşlarım var diye” Titrek sesi biraz toparladı kendini:

-Yaa Sami ağabey, Allah senden razı olsun. (şaşırması halen sürüyor) nasıl olur, ben hala anlamadım, nereden haberin oldu?

-Diyorum ya sana benim kuşlarım var diye. Hem onu boşver, bak seni niye aradım: Ben senin yanına geliyorum, buradan özel olarak istediğin bir şey var mı?

-(bir müddet konuşmadı) Yaa Sami ağabey, ben ne isteyeyim, Allah razı olsun.

-Yalnız çok fazla kalmasam, aynı gün dönsem ayıp olur mu sana? Zaman çok geniş olmayabilir. (Kalarak yük olmayacağım mesajını vermeye çalışıyorum, yoksa onun istediği kadar yanında durmaya niyetliyim.)

-Yaa ben kal desem de senin zamanın kısıtlı biliyorum. (Birden aklına bir şey gelmiş gibi) Sami ağabey! Gelirken bana çok çok samimi dua getir, kendimi toparlayayım diye.

-Haa, önden göndermiştim ama gelirken de getiririm.

-(gülüyor)

Bir müddet daha konuştuktan sonra şöyle dedi:

-Ben ne yaptığımı da anlatmadım sana.

-(sözünü keserek) Geçen geçmiştir, dediğim gibi ben geliyorum, nasipse görüşeceğiz.

-Tamam Sami ağabey, Allah razı olsun, görüşürüz (sevinçli bir şekilde).

Efendim,

Elimden geldiği kadar mahremiyetine dikkat ederek yazmaya çalıştım, ve asıl yazma sebebim koyu olan yerdir, değerli dostlara duyurmak istedim. Allah razı olsun şimdiden.

Efendim, Antalya’dan dönüşüm Ankara aktarmalı olacaktı, ben de uçuşları ayırarak 16 Ocak’ı içine alacak bir periyodu Ankara’ya ayırdım. Allah elinizden tekrar öpmek nasip etsin.

Hürmetle Ellerinizden öperim.

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :