Sayın Jale Özipek,
7.1.2010 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, önce sırayla gidelim:
1-) Annenin iki hali hiç hoşuma gitmedi: Bir, köpek beslemesi, iki, evlat kayırması. Ne demek köpek beslemek? Bir müslüman nasıl evinde köpek besler? Ben köpek beslenen eve ölürüm ayak basmam. Evinde köpek besleyen insanların hepsine karşıyım. O leş gibi koku, kanser yapan, karaciğer kisti yapan köpek tüyleri, ağızlarından akan iğrenç salyalar, hafsalam almıyor...
2-) Annemin kayırdığı evlatları... diyorsun. Bir anne evladını kayırırsa Allah onu çarpabilir. Her evlat Allah’ın bir emanetidir. Ne demek kayırmak? Bu hafsalanın almayacağı korkunç bir cinayet... Acaba babanın annenle ilgilenmemesinin sebebi annenin kayırdığı çocuklar mıydı? Yoksa evinde beslediği o ağzı salyalı it miydi? Ben olsam öyle bir kadına tahammül bile etmezdim.
3-) Babanın evlenmesi çok normal. Ancak benim gibi çağın en büyük aşkını yaşayanlar evlenmezler. Çocuklarını kayıran, evinde köpek besleyen bir kadından sonra babanın evlenmesi çok normal. Ne var bunda kızacak? Babanın huysuz olduğunu söylüyorsun. Daha iyi ya işte. Gelen kadın onun kaprislerini çeker.
4-) Kadının kına istemesi neden seni bu kadar küstahlaştırıyor? Yanlız onsekiz yaşında kızlar mı kına ister? Merak etme onlar kına sürmeye tenezzül bile etmezler. Evlenen bir kadın seksen yaşında da olsa kına isteyebilir. Bu onun en doğal hakkı. İçinde öyle bir özlem olabilir. Niye bunu çok görüyorsun? Ne hakla gidip onunla kavga ediyorsun? Bu bir küstahlık değil midir? Lütfen git, o kadından özür dile, af dile. Allah önünde onunla hellalleş. Yoksa cehennemlik olursun.
5-) Yurtdışına giderken seni götürmemeleri o kadar doğal ki. Sen gidip o kadına hakaret etmedin mi? Onun kalbini kırmadın mı, onu incitmedin mi? Gayet tabi sonuç bu olacak.
6-) Ablanın yaptığı çirkin harekete gelince inşallah yaptığı haksızlık burnundan gelir. Haram olsun. Zift olsun. Senin hakkın onun etinden dökülsün. Onunla alakanı kes. O, alçak, şerefsiz bir insan.
7-) Annenin mezarı konusunu lütfen çok saygılı bir dille babana hatırlat. Baban hayır derse ben emekli maaşımla taksit ödeyerek o kabri yaptırırım. Hiç üzülme.
8-) Babanın lüks daire teklifini kabul etmemen doğrusu çok tuhafıma gitti. Çocuklarının üstüne yaptırmışsın. Niçin? Yarın çocuklarının sana en ufak ilgi göstermeyebileceklerini hiç düşündün mü? Dejenere bir toplumda yaşıyoruz. Bahtışen Hanım’ın bir komşusu var, pek mübarek bir hanım. Diyor ki ‘Şimdiki zamanda “Köpekler içeri, ihtiyarlar dışarı.” ’ Böyle bir toplumda başını sokacak bir evin olsa kötü mü olurdu?
Kusura bakma kızım, öyle duygularına yenilerek yaşıyorsun ki bu çok hatalı. Dünyanın en büyük piyes yazarı Shakespeare; “Duygunuzla düşüncenizin arasına fesat sokmayınız.” diyor. Duygunun yeri ayrı, düşüncenin yeri ayrı.
İşte böyle yavrum. Belki bu sözlerim seni kızdıracak, öfkelendirecek. Ama ne yapalım ki ben böyleyim. Sonunda ölüm de olsa doğruyu söylerim.
Artık karar senin.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
“Duygunuzla düşüncenizin arasına fesat sokmayınız.” Yazan Jale Özipek
Cvp: “Duygunuzla düşüncenizin arasına fesat sokmayınız.” Yazan Sabri Tandoğan