Sayın Fatma Altıntaş,

17.1.2010 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, önce küçük oğlunu bu kadar şımartıp başınıza bela ettiğiniz için Allah’dan af dileyin, tövbe namazı kılın. Sonra o şımarık yaratığı karşına alıp onunla açık açık konuş. Bir kimsenin abisini kıskanmasının en büyük firavunluk olduğunu, onun bu suçla dünyasının ve ahiretinin berbat olacağını, bu davranışlarının kendine sadece utanç ve tiksinti verdiğini ona anlat. Bir şok tedavisi olsun ve sonunda de ki “Bu iğrenç, bu tiksindirici haline devam edersen seni evlatlıktan reddeceğim. Sana oğlum demeyeceğim...”

Değerli yavrum, olay çok ciddi. Yanlış terbiyenle, şımartmanla bir canavar yaratmışsın. Yarın o çocuk senin boğazını testereyle kesebilir. Aman yavrum, bundan sonra işin gücün o canavarın burnunu sürtmek olsun.

Evet, biliyorum, bu sözlerim seni kızdıracak. Ama ne yazık ki ben ölüm bahasına da olsa doğruları söylemeye mecburum. Artık karar senin. İstersen bana küfret, evin içinde kendi yarattığın o canavarı büyütmeye devam et...

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :