Değerli Büyüğüm, şu an başımdan aşağı kaynar sular indi , inanın kulağım çınlamaya başladı. Dudaklarım titriyor. Aynur Gülşen Hanım'a yazdığınız mailde bana incindiğinizi yazmışsınız. Bilmiyorum özür diliyorum ama biliyorumki bu kelime yetersiz kalacak. Siz Allah'ın velisisiniz evet ama benim o maili ne hislerle yazdığımı bilmiyorsunuz. Ben sizden öyle bir mail istemedim. İstememde. Sadece imrendim dedim, inşallah ben de bu sevgiye layık olurum dedim İlknur Hanım gibi. Ben sizi kırmak istemiyorum, üzmekte eğer bunu düşünüyorsanız size benim söyleyecek bir sözüm yok. Artık sizi rahatsız etmeyeceğim. İnanın bunu yapmaktansa ölmeyi yeğlerim. Benim yazdıklarımı çok görmeyin. Birbirine saygısızca konuşan, bağırıp çağıran, münakaşa etmek için yer arayan, dedikodu yapılan bir ailedeyim ben ,gül bahçesinde gül biter,zakkum bahçesinde zakkum. Ben zakkum olmaktan çıkıp gül olabilmek için yeterli kapasitede değilim. Kusura bakmayın.

İyi günler dilerim.

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :