Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Cvp: Kaza ve Kader
Gönderen : Sabri Tandoğan
Tarih : 11/7/2006 10:41:07 AM


Sayın Özden Çiçek,


7.11.2006 tarihli mailiniz aldım. Efendim, yine içimizde güller açtıran mailinize kavuştuk. Şükürler olsun. Bizler, isminizi görünce mutluluların en güzelini yaşıyoruz. Kendine has o harikulade üslubuyla Özden Hanım bize yeni dünyalar, yeni güzellikler getiriyor. Yazınız benim bir hatıramı canlandırdı. O meşhur 17 Ağustos depremi...Gecenin üçü. Telefon çaldı, karşımda İstanbul’dan doktor Berrin Hanım, “Efendim dedi, İstanbul sallanıyor, apartman sallanıyor, bütün komşular pijemalarıyla, gecelikleriyle sokaklarda. Biz ne yapalım?” Cevap verdim, “Yavrum dedim, bir çay demleyin için”.


Efendim, hayatta öyle olaylar var ki yapacağımız hiçbirşey yok. On gün önceydi. Çok sevdiğim, çok beğendiğim, saygı duyduğum bir insan bir yanlış anlamayla, bir yanlış değerlendirmeyle bana ebediyyen kırıldı. Allah şahittir, en ufak, zerre miktar hatam, kusurum yoktu. Ama ne yapabilirdim, elimden ne gelirdi? Sadece üzüntüyle köşeme oturdum ve Cahit Sıtkı’nın mısralarını tekrarladım:


“Ve birer kalp bıraktılar bize kırık


Ömrümüzce gözyaşı döktürecek”


Özden Hanım, hayatta öyle durumlar oluyor ki paniklemek bir telaş, asabiyet fırtınası gibi esmek sadece bize zarar veriyor. Yapılacak iş olanları sükunetle izlemek aklın, ilmin ve gönlün ışığında çareler aramak. Bazan demin verdiğim örnekte olduğu gibi öyle durumlar oluyor ki onlara dahi yer kalmıyor. Tek şey kalıyor, Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleriyle beraber edep, incelik, saygı ve zerafet içinde


“Mevla görelim neyler,


Neylerse güzel eyler”


diyebilmek. Allah sonunu hayır getirsin diyebilmek, hüküm Allah’ındır diyebilmek, hepsi o kadar. Dedenizin davranışını büyük saygıyla karşıladım, Allah gani gani rahmet eylesin, nur içinde yatsın. Allah’ın rahmeti, Peygamberin şefaati üzerine olsun.


Efendim, şu dünya üzerinde hepimiz misafiriz, geldik, gidiyoruz. Ne olur biz başkalarını kırmayalım, incitmeyelim. Zerre kadar da olsa onlarda negatif duygular uyandıracak sözlerde, hareketlerde bulunmayalım. Hiç unutmuyorum yıllar önceydi. Rahmetli Osman Bölükbaşı çok mücadeleli, çok acı günler yaşadıktan sonra politikayı bırakmış, köşesine çekilmişti. Bir gün bir gazeteci kendisine sormuştu: “Efendim, mazinize dönüp geçmiş yılları hatırladığınızda ne hissediyorsunuz?” Rahmetli Bölükbaşı cevap vermişti: “İç dünyam Karacaahmet mezarlığına döndü” demişti. Bu söz beni yıllarca düşündürdü. Ama ben insanlar tarafından sürekli kırılan, incitilen, yıpratılan ben yine de diyorum ki


“Yıkanlar hatır-ı naşadımı şad olsun,


Bana namurad olsun diyenler bermurad olsun”.


Özden Hanım, bu yolda düştüğümüz yerden kalkacağız, yarışa devam edeceğiz. Bu bir manevi bayrak yarışı. Kimbilir bizi kıran, üzen, ağlatan, uykusuz bırakan insanlar belki görevli. Görevlerini yerine getiriyorlar. Önemli olan her kırılıştan, her yıkılıştan, her devrilişten sonra dimdik ayağa kalkabilmek ve olayın sebebini araştırmak. Sonra da bizi öldüresiye üzen, inciten o insanların tek istisna olmadan hepsini affedebilmek, bağışlayabilmek. Çünkü ölürken Ömer Hayyam gibi


“Sevginle gireceğim toprağa


Sevginle çıkacağım topraktan”


diyebilmek için başka çare yok.


Hiçbirimiz bu dünyaya yiyelim, içelim keyif çatalım, göbek atalım diye gelmedik. Hepimiz bir misyonla gönderildik. Önemli olan yaşanılan hayat içinde o misyonun gereklerini yerine getirebilmek. Biz bununla yükümlüyüz. Gerisi hikaye. Efendim, bizlere ab-ı hayat gibi gelen yeni maillerinizi bekliyor, selam, sevgi ve saygıların en içten gelenini sunuyoruz. Bizi duadan unutmayın...


Sabri Tandoğan


 


Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :

Kaza ve Kader Yazan Özden Çiçek
Cvp: Kaza ve Kader Yazan Sabri Tandoğan

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]