Çok sevdiğim Büyüğüm,
Okuyup da paylaşmayı istediğim bir yazı var, müsaadenizle,
A.Kadir Geylani Hz.lerinden
SEKİZİNCİ MAKALE
(Allah’a yakınlaşma hakkında)
Bulunduğun hale kanaat et. Daha iyisini de daha aşağısını da tercih etme... Eğer bir melikin kapısının önünde bekliyorsan içeri girmeyi seçme... Senin iraden olmaksızın zorla içeri alınıncaya dek bekle... “Zorla” kelimesiyle kesin ve şüpheye yer bırakmayacak şekilde emredilmeni kastediyorum. Sadece, giriş izni verilmesi ile yetinip, içeri girmemelisin... Zira bu melikin bir hilesi veya aldatmaca olabilir. Sabret. Yoruma mahal bırakmayacak şekilde emredilinceye kadar içeri girme. Böyle hareket edersen, melik, seni içeri girdiğinden dolayı cezalandırmayacaktır. Cezalandırılman, yanlış ve zamansız bir biçimde sabırsızlık gösterip edepsizlik yaparak içeri girmen ve bulunduğun hale rıza göstermemen halinde söz konusu olur.
İfade edilen şekilde çağırılır ve huzura girersen; gözlerini koruyup, başını öne eğerek huzurda edeple hareket et. Emredilen şeyleri hakkıyla yerine getir. Daha üst bir makama da gözlerini dikme, tamahkar olma! Allah teala: “İmtihan için kendilerine dünya nimetleri verip, hanımlar ihsan ettiklerimize özenme, Rabbinin sana verdiği rızıklar daha hayırlı ve süreklidir.” Buyurmuştur.
Bu ayet, Allah tealanın seçkin elçisi (s.a.s.)’i halin korunması ve verilen nimetlere rıza gösterilmesi üzerine bir ikazı ve eğitimidir.
“Rabbinin sana verdiği rızık (nimet) daha hayırlıdır” sözü; Peygamberlik, ilim, kanaat, sabır, dinde velayet ve bağlılık, diğerlerine verdiği nimetlerden daha seçkin ve hayırlıdır, manasına gelir. İyiliğin temeli ve özü; halin korunması ve razı olunup başka şeylere iltifatın terk edilmesidir.
Şöyle düşünmelisin, iltifat edeceğin şeyler, ya senin nasibindir ya da değildir. Eğer senin nasibinse; er geç sana ulaşacaktır. Dolayısıyla aceleci davranıp, edepsizlik etmene gerek yoktur. Şayet, başkasının nasibiyse, asla senin olmayacak bir şeyin peşinde koşmamalısın. Tamah ettiğin şey hiç kimsenin nasibi olmayıp fitne de olabilir.
Akıllı insan fitneyi istemez, olsa olsa ondan uzak durur.
İşte bu sebeple; önemli olan halin korunmasıdır. Bir üst dereceye sonra ondan da yüce bir dereceye ulaşırsan, sana öğütlediğimiz gibi halini korumaya özen gösterip, edeple hareket etmeye devam et.
Bulunduğun halden, bir üst veya alt hale geçmeyi bu halin devamını ve bekasını da isteme. O halde kaldığın müddetçe sıfatlarını değiştirme. Kesinlikle bir tercihte bulunma. Zira bu içinde bulunduğun hale küfran-ı nimet olur. Küfür ise sahibini dünyada da, ahirette de perişan eder, hüsrana uğratır.
Sana, makam olacak hale yükselinceye kadar, ifade ettiğimiz şekilde amel etmeye ve halini korumaya devam et. O makama ulaştığında, sana; makamına ulaştığın delilleriyle ayan olur. Ona sımsıkı sarılır, bir daha ondan kopmazsın. Haller Veliler için, makamlar da Abdallar içindir. Allah seni hidayet etsin.
Hürmetle Ellerinizden öperim.