Selamlar Sabri Bey,
Mesajınız için çok ama çok teşekkür ederim. Beni onurlandırdınız. Gerçi bazı hadislerde birisini övmenin, onun boynunu kesmek gibi olduğu belirtiliyor. Ancak belirtmeliyim ki, bu geniş gönülden nasibim kadarının verilmesinden ötürü ne kadar şükretsem azdır.
Yazılarınızı özellikle geceleri, insanın kendisiyle başbaşa kaldığı zamanlarda okumaya çalışıyorum. Gündüzleri de dünya gailesinden çıkıp, başka bir aleme geçebilmek için vesile oluyorlar.
Belirttiğiniz gibi, Rainer Maria Rilke gibi insanları anlamak için onlarla rezonansa girmek gerekiyor. İnsanın kendisiyle yüzleşmesi gerçekten ilk anda korkutucu oluyor. Ama ilk anda korktuğunuz şey sizi daha mükemmel bir dünyaya götürüyor. Eckhart Tolle'nin "Şimdinin Gücü" adlı kitabında yazdığı gibi, aslında korkan benliğimiz. Çünkü biliyor ki kendisi geçmiş ve gelecek olmadan yaşayamaz. Kulluğu kesinlikle kabul etmez. Günümüz insanı da "Ölmeden önce, ölünüz" hadisinde belirtilen bu yüzleşmeden, kaçmak için elinden geleni yapıyor. Bütün bu düzen sanki insanın kendisiyle, kendisindeki gerçekle başbaşa kalmamasını sağlamak için kurulmuş gibi. Devamlı benlik güçlendiriliyor, ruh bir kenara itiliyor. Sizin de belirttiğiniz gibi benlik devamlı almaya yönelik şartlandığı için, başarı olarak, neye mal olursa olsun en çok kazanmak, en çok haz duymak, bu hazları duymak için en çok materyale sahip olmak olarak nitelendiriliyor.
Bu paylaşımların çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bir hayal edelim, en çok tiraj yapan gazetelerde, en çok izlenen televizyon programlarında siyasallaşmadan ve nefsani duygulardan arınmış olarak bu tür sohbetlerin olduğunu. İnsanların aileleriyle bunları izleyip, kendileri de böyle sohbetler yaparak içleri iman ve sevgiyle dolup evlerinde ve dışarı çıktıklarında birbirlerine gülümseyerek baktıklarını. Trafikte, sokakta, pazarda, işyerinde, kuyrukta, hakkını ararken, önce Allah'ın, sonra karşısındakinin hakkını gözettiğini. Herhalde kurtla kuzu da arkadaş olurdu o zaman.
Tabi bütün iş kendimizde. Önce kendimize dönmeliyiz. Söylemekle olmuyor, belirttiğiniz gibi hal diliyle başkalarına örnek olmalıyız. Maddeye yönelten frekanslar da, ruhuna, dolayısıyla özgürlüğüne yönelten frekanslar da var dünyada. Ancak maddeye yönelik olanların, boş teneke misali daha çok sesi çıkıyor. O yüce insanı, Resulullah (AS)'ı örnek alabilsek yaşamımızda, bütün şartlanmalarımızı atabilsek ne kadar güzel olur. İyi ve olumlu düşünürsek bu dünyanın da iyi ve olumlu olacağına ben de yürekten inanıyorum. Sizin de yazılarınızda sık sık Yunus'un sözüne yer verdiğiniz gibi; “Seni deli eden şey / Yine sendedir sende”. http://www.sufizmveinsan.com adresinde yayınlanan Mehmet Doğramacı'yla yaptığınız sohbetinizde de bu söze yer vermişsiniz. Allah sizden ve bu gibi siteleri hazırlayıp böyle güzel yazılarla madde dünyasından bir an olsun uzaklaşmaya vesile olan insanlardan razı olsun.
Teşekkürler, selamlar, saygılar, hürmetler, sevgiler...
Göktürk Aşıcı
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Hayata dair... Yazan Göktürk Aşıcı
Cvp: Hayata dair... Yazan Sabri Tandoğan