B.R.R.
Çok sevdiğim Büyüğüm, müsaadenizle,
ANNE-BEBEK, ALLAH-KUL
Arkadaşım ile, eşini hastaneye götürmem gerektiği ile ilgili bir telefon görüşmesi geçti aramda. Hafif bir telaş ile arabayla eve gittim. Annesi ve eşini aldım ve hastaneye ulaştık. Doktora rahatsızlıktan bahsederken telaşlıydım. Mide ile ilgili deyince bizi gözlem odasına aldırdı beklemek üzere.
Beklerken yakınımızda yükselen bağrışma sesleri arasında “acil”, “acil” kelimelerini seçtim. Seslerin geldiği yere yöneldiğimde, bir arabadan henüz bir yaşını doldurmamış bir bebek indirildi, çıplaktı ve karın bölgesindeki kırmızılıktan üzerine sıcak bir şeylerin döküldüğü anlaşılıyordu. “Anne”yi gördüğümde ise kalbim dayanamayacak gibi hissettim. Bebek acil odasına alındı ve kapı kapandı. Anne ise dışarıda, ağlaya ağlaya odaya girmeye çalışıyor, kendisine engel olununca da kendisini yere atıyor, dövünüyordu...
Benim hayatımda da kimi zaman üzüldüğüm, çok üzüldüğüm anlar olmuştur. Ama “anne”nin üzüntüsünün büyüklüğünü gördükten sonra bunun akıl almaz boyutlarda olduğunu anladım. Zira söz konusu olanlar anne-bebek idi.
Aradan yirmi dakika gibi bir zaman geçtikten sonra, çok şükür, bebeğin önemli bir problemi kalmadığına dair haberler gelmeye başladı. Sonra da gözlem odasına alındılar. Bebek iyileşecekti...
Bu olayı yaşamış olmanın bana büyük bir katkısı oldu. “Anne”nin çocuğuna olan şefkatini “ilmen yakiyn” derecesinden “aynel yakiyn” derecesinde idrak etmiş oldum. Ve artık ilgili Hadis-i Şerif ile, Allah’ın kuluna olan şefkatini daha iyi anlamış oldum.
18.06.2008
Hürmetle Ellerinizden öperim.