Sayın Karahan Yılmaz,

12.2.2010 tarihli mailinizi aldım.

Değerli yavrum, ilgine, davetine çok teşekkür ederim. Öbür meseleye gelince, eğer maddi müzayaka içinde değilsen böyle tatsız davalar alma. Akşam televizyon seyrediyordum. Bir avukat Münevver Karabulut’u parçalayıp çöpe atan Cem Garipoğlu’nun avukatlığını nasıl alır bir türlü hafsalam almadı. Böyle alçak, şerefsiz, namussuz, rezil bir davayı alan avukatın Allah belasını versin. Değerli yavrum, senin sosyal ve ekonomik durumunu bilemediğim için fazla bir şey söyleyemeyeceğim. Ne demek istediğimi herhalde anladın.

İngiltere’de avukatlık mesleğinin öyle bir yüce bir mevkii var ki bir avukat hakim olmak istediği zaman onu ala-yı vala ile, teşekkürlerle kabul ediyorlar. Bizde bazı kimseler avukatlık mesleğinin şerefini günden güne düşürüyorlar. Ankara köylüleri avukata “Müzevir Bey” diyorlar. Çok değerli yavrum, senin gibi bir pırlantayı tanıdığım için çok mutlu oldum. Allah’ıma şükrediyorum. Yeni maillerini bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :