Çok sevdiğim Büyüğüm,
Müsaadenizle,
Efendim, en son Ali Amcadan bahsetmiştim sizlere. Hani şu hayatında kazandığı çoğu şeyi şunlara borçlu olduğunu söylemişti:
1-İnsanlara iyi davranmak, kalp kırmamak.
2-İyi niyetli olmak.
Ve yazının sonunda bir şeyden bahsedeceğimi söylemiştim, Ali Amcanın anlattığı bir anısından. Aynı yolculukta şöyle anlattı Ali Amca:
“Bir gün Kaş’ta garaja ulaştığımda saat 14:00 gibiydi. Kış ayları. Kış ayları buralarda hayat durgundur, Antalya-Kaş seferleri oldukça azalır yaza göre. Ve genellikle 5-6 yolcu ile hareket eder minibüsler. Sefer periyodu da 45 dakika. Çoğu zaman da öğleden sonraya yolcu olmadığından sefer yapılmaz. Sabahın erken saatlerinden başlamak üzere, her 45 dakikada bir araç hareket eder. Ben Kaş’a ulaştığımda, genç yaşlarda bir çocuk bekliyordu garajda. Bir müddet geçtikten sonra, neyi beklediğini sordum. Bu çocuk sabah erken saatlerden beri garajda bekliyormuş, gidiş ücreti olmadığını söylemesine rağmen, sabahtan beri kalkan hiçbir araç almamış onu. Halinden üçkağıtçı olmadığı da belliydi. Çocuğa dedim ki, sana söz vermeyeyim, sefer olur mu bilmiyorum ama Allah nasip ederse ben seni götüreceğim. Sonra sırama girdim. Aradan kısa bir zaman geçtikten sonra aracım tıklım tıklım dolmuştu. O kadar ki çocuğun araçta olduğunu kontrol etmek için baktığımda zor seçtim yolcular arasından.
İşte iyi niyet. Ben biliyorum ki o yolcuların hepsi o çocuğun hürmetine gönderildi. Allah’a şükür, şu ana kadar iyi niyetten hiçbir şey kaybetmedim. Çok şey kazandım.”
Efendim, doğum gününde de annemizi rahmetle anıyor, saygı ve sevgilerimle birlikte Ellerinizden öpüyorum.