Sayın Aynur Gülşen,

17.2.2010 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, duyguların temiz, düşüncelerin temiz ama bir noktayı unutmayalım: Bizlerin bir müslüman olarak daima her yerde, her zaman dengeli, itidalli ve sükunet içinde olmamız gerekiyor. Sevgili yavrum, unutmayalım, bizim için örnek şahıs Şems Hazretleri değil, Resulullah Efendimizdir. Gerek sen, gerek kainattaki yedi milyar insan, bana Yüce Peygamberimizin bir tek itidal içinde olmayan hareketini gösterebilir mi acaba? Lütfen yavrum, çok rica ediyorum bu noktaya dikkat edelim. Belki güzel bir mısra, güzel bir desen, güzel bir çiçek, zarif bir duruş, hanımefendice, beyefendice bir davranış, yerine göre bir Hadis-i Şerif, bir Ayet-i Kerime bizi heyecanlandırabilir, gözümüzden bir damla yaş getirebilir, ürpertebilir. Dünyanın en büyük romancısı Tolstoy, bir Hadis-i Şerif okumuş, ürpermiş, İslamiyeti kabul etmişti.

Aman yavrum, çok, çok rica ediyorum. Allah aşkına, Peygamber aşkına bu uzun uzun ağlamalardan vazgeç. Bunlar hiç hoş karşılanmıyor. Çevreyi rahatsız ediyor. O sohbette bir manevi güzellik varsa onu alıp götürüyor.

Benim güzel yavrum, Peygamberimiz böyle yaptıysa biz de yapalım ama hayatı boyunca Resulullah Efendimizin böyle bir davranışı olmadı. Haydi yavrum, söz ver, bir daha gözyaşlarını harcama, gözlerine yazık etme. Şöyle bir şiir vardı:

“Dur, ağlama çocuk

Ben ettim, sen etme

İnsana lazım oluyor

Gözyaşlarını tüketme”

Senin gözlerin çok değerli. Çünkü sen toplumu, onun yaralarını pek çok insandan daha iyi görebiliyorsun.

Ben, ömrüm boyunca bu kadar çok, bu kadar uzun ağlayan ikinci bir kimse görmedim. Yemin ederim ki bu bir erdem değil, bu bir güzellik değil, bir incelik, bir zarafet değil. Sadece o güzelim gözlerine zarar veriyorsun. Sana da yazık, bize de yazık değil mi? Sen, bu memleket için çok değerli bir varlıksın. Allah seni esirgesin.

Değerli yavrum, Fazıl Hüsnü Dağlarca bir şiirinde:

“Akşama kadar içim kan ağlar

Heykelcesine durur dışım”

diyor. Aman yavrum, her yerde, her zaman dengeli olalım. Biz Şems değiliz, olmaya niyetimiz de yok. Bizler Resulullah Efendimizin mukaddes yolunun takipçileriyiz. Bize O’ndan başka kimse rehber olamaz. Peygamberimizin ismi anılınca benim aklıma sonsuz bir edep, incelik, zarafet, sükunet, itidal ve denge geliyor. Ben, kainat bir yana o yüceler yücesi insanın yolunda yürümek istiyorum.

Değerli yavrum, lütfen bu satırlarımı tekrar tekrar oku. Bil ki sana olan sevgim ve saygım bana bu cevabı yazdırıyor.

Yeni maillerini bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :