Sayın Kübra Hanım,

19.2.2010 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, bu konuda ilk yapacağın iş bol bol egzersiz yapmak. Sevdiğin bir şairi al, onu her gün yüksek sesle oku. Mesela bu Karacaoğlan olabilir, Cahit Sıtkı Tarancı olabilir, her gün yüksek sesle bıkmadan, usanmadan oku. Sonra sevdiğin bir yazarı al, onun kitaplarını al, yüksek sesle tekrar tekrar oku. Bir kimseyle konuşurken güzel konuşacağım diye düşünme. Aklına geldiği gibi söyle. Dünyanın en büyük deneme yazarı Montaigne diyor ki: “En güzel Fransızca Paris’in zerzevat çarşısında söylenir, konuşulur. Çünkü orada kimse lügat paralamaz. Suni, yapmacıklı konuşmalar olmaz. Herkes içinden geldiği gibi konuşur.

Bak göreceksin, bir diksiyon hocası gibi konuşacaksın. Sende Gönül Sohbetleri varsa Kitapları varsa hemen egzersizlere başla. Ama bıkmadan, usanmadan...

Değerli yavrum Besmele, de, hemen başla. Unutma ki zafer, zafer benimdir diyenlerindir. Yeni maillerini bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :