Sabri Amca merhabalar. Nasılsınız efendim. Çok şükür uzun bir aradan sonra size yazmayı Allah kısmet etti. Umarım sağlığınız iyidir sizin için devamlı dua ediyorum.

Bu sabah eşim İlknur Hn. çok güzel bir kahvaltı hazırladı. Beraber cam kenarındaki küçük yuvarlak masamızda oturup kahvaltı ettik. Camdan dışarı baktığımızda çok güzel bir manzaramız var yeşillik ve ağaçlıklı bir bahçe. En alt katta oturduğumuzdan sanki bahçenin içindeymiş gibi hissediyorsunuz. Saatlerce baksanız hiç sıkılmazsanız. Apartmanın bahçesi yaklaşık dört dönüm ama dikkatli bir şekilde incelediğiniz okadar çok şey oluyor ki özellikle hayvanlar arasındaki yaşam mücadelesi nasıl ibret verici. Sabahın erken saatleri kargalar egemen oluyor onları hep ciddi olarak görüyorum ama bazende acımasız. Bizim apartmanımızda bir aydınlık boşluğu var ve oraya bazen martı düşüyor genelde geceleri olur. Bende ara sıra kontrol ederim düşen varmı diye düşen martı olduğunda itinayla çıkartarak bahçeye salıyorum. Tabii pek kolay olmuyor çok güzel hayvanlar ama tutmaya çekindiğimden önce aydınlığa bakan küçük odanın penceresini açıyorum sonra odanın lambasını yakıyorum içeri girsin diye. Hole bakan tüm odalarında kapılarını kapatıyorum. En son olarak da salon penceresinden bahçeye açılan pencereleri açıp yol üzerine yastıklar koyarak ona yol yapıyorum. Sonra bir yere saklanarak sabırla bekliyorum çıkması için ve de o sıra hep dua ediyorum inşallah yaralanmamıştır ve hemen çıkar diye. Ve her seferinde aynı oluyor önce pencerenin pervazına çıkıp bi 15 dakika kadar etrafı inceleyip içeri giriyor ardından temkinli bir şekilde koridora çıkıp dikkatlice yastıklardan yaptığım yol arasından yürüyerek salona gelip pencereden atlıyor. Ama herşey bitmiyor çıktıktan sonra eğer bahçede kargalar varsa onun havalanmasına müdahale etmeye çalışıyorlar. İşte o zaman kargalara çok kızıyorum ama sonra düşündüğümde hiç bir şeyin sebepsiz olmadığını belki de o sıra yavrularını korumak istediklerini düşünerek onlara olan kızgınlığım yok oluyor. Bazen sabaha karşı 3 te bile olduğu oluyor ama onu kurtarmanın hazzı hiç birşeye değişilmiyor. Okadar huzur içinde yatıyorum ki sabah kalktığımda hiç uykusuz kaldığımı hissetmiyorum ve bana haftalarca huzur veriyor.

Sabri Amca izniniz olursa size sorularım olacak. Bu sabah kahvaltıda eşim İlknur Hn. ile sohbet ederken Kuran-ı Kerim’den bahsetmeye başladık. Konu vefat eden kişilerin arkasından okunan dualara geldi. Bir insan hayatı boyunca yaptıklarından sorumlu tutuluyor sevap işliyor, günah da. Peki biz vefat eden insanların arkasından hoca çağırıp dua okutuyoruz veya kabristan ziyareti sırasında Kuran-ı Kerim’den ayetler okuyoruz. Ben de eşim de akşamları dua ederken vefat eden yakınlarımız içi dua okuyup onları Allah’ım sen kabir azabı gösterme mekanlarını cennet et diyoruz. Peki Sabri Amca sorum şu Kuran-ı Kerim sadece yaşayan insanlar için mi indirilmiştir? Vefat edenlerin arkasından okuduğumuz onlara hediye ettiğimiz duaların onlara bir faydası var mı? Her sene eve hoca çağırıp Kuran-ı Kerim okutup karşılığında ücret vermesek de hediye etiğimiz bir miktar oluyor bundan dolayı günaha giriyor muyuz? Amel Defterimizin vefat ettikten sonra da açık kalmasıyla ilgili de bilgi verirseniz seviniriz efendim.

Saygı ve Hürmetle o saygı değer ellerinizden öper Allah'dan size huzur ve sağlık dilerim. Saygılarımla,

Alper

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :