Değerli Hocam,
Bugün okuduğum bir gazete haberi beni çok düşündürdü. Her zaman söylediğiniz gibi gerçekten insan her şey olabiliyor, profesör, başbakan, hatta cumhurbaşkanı… Ama insan olabilmek bambaşka bir şey. Her insan gibi görünen gerçekten insan olamıyor. İnsanlık ancak gönüllere Allah inancı, Allah sevgisi ve Allah aşkı girince gerçekleşiyor. Gönlünde Allah sevgisi olmayan, seven sevilmeyen bir insanın tekâmülü de mümkün olmuyor. Böyle insanların dünyası da ahireti de cehennem oluyor. Nerede sevgi orada Allah. Allah’la beraberken her yer cennet. Rabbim önce kendimizi sevmeyi saymayı sonra en yakınlarımızı, eşimizi, yavrumuzu, onlarda Allah’ın emaneti olduğunun bilincinde olarak, son derece saygı ve edep içerisinde onları sevmeyi ve yuvalarımızı bir cennete çevirmeyi bizlere nasip etsin inşallah.
Değerli Hocam, kadınlık sanatı üzerine yazdığınız yazıları ve konuşmaları dikkatle takip ediyorum. Bunları hayata geçirmeye çalışmak bence bütün kadınların üzerinde bir hak, bir vazife. Aile bir toplumun yapı taşı ise, kadınlar da o yapının harcını karan kişiler. Bir toplumda kadınlar ne kadar güçlü, kültürlü, dikkatli ve akıllı olurlarsa bir toplum o kadar yücelir, yükselir.
Kadınlık sanatı ile ilgili söylediğiniz şeyleri hayata geçirmek çok kolay olmasa da her kadının bunları gerçekleştirebilecek fıtratta yaratıldığına inanıyorum. Her zaman kendime tekrarlamaya çalıştığım bir ayeti yine sizinle paylaşmak istiyorum. “İnsan için çalıştığından başkası yoktur.” (Necm Suresi 39. Ayet.) Hayatta hiçbir şey insana altın tepsi içinde hazır sunulmuyor. Hayatta hangi zafer hangi başarı tesadüf eseri elde edilmiş ki? Ancak çalışarak, mücadele ederek bir şeylere ulaşılabiliyor. Çok çalışarak neden bütün kadınlarımız kadınlık sanatı hakkında söylediklerinizi başaranlardan olmasın?
Bugün kadınlarımız, genç kızlarımız maalesef toplumdaki yerlerinin önemini unutmuş durumdalar. Kadınlarımız çalışma hayatına girerken kadınlık rollerini bir kenara bırakıp, erkek gibi olmaya özenmekteler. Halbuki kadın kadın olarak kalmalı. Kadın, Allah’ın kendisini ne kadar özel ve güzel özelliklerle bezemiş olduğunun farkına varmalı. Rabbine şükretmeli. Kendisine verilen kutsal vazifenin ve kendi değerinin bilincinde olmalı.
Bugün, Nene Hatun gibi tüfeğimizi elimize alıp, gideceğimiz görünen bir muharebe alanı yok önümüzde. Ama uyanalım lütfen, vatanımız yanıyor alevler içinde. Düşman yuvalarımızın içine girmiş. Hepimiz gizli bir muharebe alanının içindeyiz. Görene, görebilene. Gücümüz Allah inancı, Allah sevgisi. Silahımız anne sevgisi, eş sevgisi, insan sevgisi…
Bizler öyle bir ecdadın torunlarıyız ki bu muharabeden kaçmak bize yakışmaz. Bizler öyle yüreği geniş anaların torunlarıyız ki inanıyorum Allah’ın izniyle bu muharabeden de alnımızın akıyla, zaferle çıkarız. Allah mücadelemizi, savaşımızı kolay kılsın. Bizleri muvaffak eylesin inşallah. Gözümüzü açmaya çalışan ve bizleri gaflet uykusundan uyandırmaya çalışan siz büyüğümüzü de başımızdan eksik etmesin. Sağlıklı uzun ömürler versin inşallah. Amin.