Çok sevdiğim Büyüğüm,
Müsaadenizle.
Bazı işyerlerinde, özellikle kitapçılarda karşılaşıyorum, Kur’an-ı Kerim, bir fon müziği gibi çalınıyor. Bir taraftan Yüce Kur’an’ın ayetleri okunurken, diğer taraftan müşteriler kendi işleri ile ilgili olarak konuşuyorlar, bütün konuşmalar birleşince ortaya tahammül edilemez bir gürültü çıkıyor ve maalesef Kur’an’ın sesi de bunlara karışıyor. Bir seferinde bir kitapçıyı edep dairesinde uyardımsa da, “benim kulağım orada, sen merak etme” diye cevap aldım.
Efendim, Topkapı Sarayını gezerken de aynı durumla karşılaşmıştım. Tamam, Kur’an okutulsun, buna bir şey demiyorum, ama dinlensin de. Ya kalabalık ortamlarda okutulmasın, ya da Kur’an okunurken sanki bir müzik dinleniyormuş gibi herkes birbiriyle konuşmasın. Bizde Japonlar gibi “sessizlik kültürü” yok ki. Hadi kitapçıyı anladım, Topkapı Sarayı görevlileri nasıl böyle bir şey yaparlar anlamadım doğrusu. Diyelim ki sessizlik oldu, ama bana göre iki iş de bir arada yapılmaz. Yapılsa da hayır gelmez. Hem kutsal emanetleri gezeceksiniz, hem de Kur’an dinleyeceksiniz... Bilmiyorum...
Karşımızda konuşan bir insan; yaşı, sosyal statüsü, ekonomik durumu ne olursa olsun, onu bile edeple dinlememiz gerekirken Kur’an-ı Kerim’e yapılan bu saygısızlık... Allah önce beni, sonra diğer kullarını ıslah etsin. Amin.
Ve izâ kuriel kur’ânu festemiû lehu ve ensıtû leallekum turhamûne.
(Kur'ân okunduğu zaman, hemen susup onu dinleyin, umulur ki, rahmete nâil olursunuz) -A’raf 204-
Hürmetle Ellerinizden öperim.
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Edebi olmayanın ne dini, ne insanlığı vardır Yazan Sami Melih
Cvp: Edebi olmayanın ne dini, ne insanlığı vardır Yazan Sabri Tandoğan