varoluşumuzun yegane hakikati... selam efendim; 08.11.2006 tarihli mailinizde hakkımda teveccüh buyurmuşsunuz.Naçizane amacım sizin muhabbet çeşmenizden bir yudum dahi olsa su içmektir. Fikirlerimizin ve müşahadelerimizin gönül dostlarına bir nokta kadar bile faydası varsa veya olacaksa bundan büyük mutluluk ve onur duyarım. Bu anlamda izninizle varoluşumuzun yegane hakikati ve bu bilince erdikten sonra hakk'a teşekkürün gereği üzerine birşeyler daha ifade etmek isterim. Yüce Allah ''Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.''51/56 buyuruyor.İnsanlığın varoluş gayesinin çok net bir ifadesiyle karşılaşıyoruz bu ayette.İfade edilen başka amaç yok.''Ancak bana kulluk etsinler''vurgusu çok muhteşem ve çok dikket edilmesi gerekiyor.Demekki yaşamdaki birincil amacımız Allah'a kulluk etmek ,ardından gelen diğer bütün olaylar, fiiller bu gayeyi beslemek ve hizmet etmek için var. Birey olarak herbirimizin üzerine düşen ilk ve en önemli görevin bu bilince varmak olduğunu ve bu bilinçle atılan temelin üzerine istenirse ve kolaylaştırılmışsa gökdelen bile çıkılabileceğini düşünüyorum.Ya değilse gecekondu bile yapsak yıkılması muhaldir. İnsanoğluna dünyada verilebilecek en büyük zenginlik iman ve hidayettir.Nasip edilmişlerden olalım inşallah.Yüce Allah bu temeli nasip etmişse zaten buyrun gökdelenimizin katlarını çıkmaya... Her tuğlasını ibadetle sevgiyle aşkla örelim,insanlığa hizmetle hoşgörüyle istisnasız evrendeki her varlığa sevgiyle saygıyla O'nun aşkıyla yaklaşarak karalım harcımızı.Bakın ondan sonra ne muhteşem bir eser çıkıyor ortaya. Muhterem efendim;yaşadığımız anda bize iyilik yapan bir insana nasıl minnettar kalıp onun için ben ne yapabilirim arayışına giriyorsak bize daha dünyaya gelirken her türlü donanımı veren bizi mülkündeki her türlü güzelliklerden faydalandıran ve hepsinden önemlisi insanlığımızı,duygularımızı,hissedebilmeyi,sevebilmeyi bahşeden Rabbimize ne kadar teşekkür etsek de şükrümüzü ifade etmekte aciz kalırız. Peki yaradanımıza şükrümüzü teşekkürümüzü nasıl sunalım? Herşeyden önce isteklerine veya bizim olgunlaşmamız için Kur'an da bizlere teklif edilen önerilere istisnasız her haliyle uyarak,fille,ifa ederek, yerine getirerek şükredebiliriz diye düşünüyorum.Nasıl ki bize iyilik yapan birisinin ricasını yerine getiriyorsak Rabbimizin de kendisine yaklaşabilmemiz için bize teklif ettiği önerdiği fiilleri yerine getirmemiz şarttır. M.Arabi'nin ifadesiyle »...''Farz'' demek mecburi demek değildir. Hak'ka yanaşmak için muhakkak şarttır. Hak'ka yanaşmanın edebidir, usulüdür ; bunsuz olmaz demektir. » İnsan-ı kamil olmanın,ruhumuzun tekamülünün gereği budur diye düşünüyorum. Yüce Allah hepimizi rızasını kazanan,takva sahibi diye nitelendirdiği kullarından eylesin... Size ve bütün gönül dostlarına selam saygı ve hürmetlerimi sunuyorum. teoman mete

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :