Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Sayın Sami Melih Bey'den aldığımız sunum
Gönderen : Sami Melih
Tarih : 4/1/2010 10:59:57 AM


 


Çok sevdiğim Büyüğüm,


Müsaadenizle.


Efendim, konferans ile ilgili ben de not almıştım, ancak çok değerli Şahver ve Aynur Hanım’lar, hemen her şeyi yazmışlar. Allah kendilerinden razı olsun. Müsaadenizle ben de bir ilave yapmak istiyorum.


Malûm, konu, “İnsan ve Estetik” idi. Sayın Büyüğümüz bir olayı aktardılar:


“Resulullah Efendimiz bir cenazenin defnindelerken, mezarın civarındaki bir taşın kaldırılmasını Emir Buyuruyorlar, emir yerine getiriliyor. Daha sonra, Sahabelerden biri, ‘Ya Resulullah, ölü taştan rahatsız olur mu?’ diye soruyor. Efendimiz, ‘rahatsız olmaz, ama bizim gözlerimiz rahatsız olur’ diye cevap Veriyorlar.”


 


Şimdi aktaracağım yer ise, benim de konferansta yeni öğrendiğim ve büyük bir hikmeti barındıran bir durum:


Dünyadaki sebze sayısı sınırlıdır, 30-40  çeşit diyelim en fazla. Ancak çiçekleri saymaya kalksak, bin, on bin, belki yüz binleri bulur çeşit sayısı. Cenab-ı Hak, bu yolla estetik yönümüzü geliştirmemizi istemiş. Çiçekler ile yemek yapılmaz. Sadece estetik yönleri vardır.


 


Çok sevdiğim Büyüğüm, haddimi aşmadan bir şeyler yazmak istiyorum. Allah Sizden razı olsun. Estetik ve/veya sanat konusu aslında o kadar önemli ki, ama maalesef bunu sitemizden başka dile getiren bir yerle karşılaşmadım şimdiye kadar. Bu gün internetin başına geçelim, bir sürü bilgiye ulaşabilme imkanına sahibiz. İslam ile ilgili olduğu söylenen bütün sitelere, kaynaklara bakalım, acaba İslam ile sanatı, estetiği bir araya getiren kaç yer bulabileceğiz?


Cenab-ı Hak, “Ben bilinmez bir Hazineydim, İstedim ki Bilineyim” Buyuruyorlar. Aslında yaradılışın sebebi ayan beyan ortaya konmuş olmuyor mu bu Hadis-i Kutsi ile? Bu “bilme”ye, Yunus’un tarif ettiği “ilim” ve Necip Fazıl’ın tarif ettiği “sanat” olmadan ne kadar başarıyla ulaşabiliriz acaba?


Sizden önce bizi eğitenler maalesef işi hep sakat öğrettiler, tek yönlü kaldılar; namazı böyle kılacaksınız, orucu böyle tutacaksınız, zekatı böyle vereceksiniz ve benzerlerini söylediler. Tamam, bunlar da Hak, ama acaba yeterli mi? Bir yolculukta benim yaşlarımda biriyle karşılaşmıştım, sarhoştu, daha sonraki bir gelişme neticesinde hafız olduğunu öğrendim. Yoğun bir dini eğitime tabi tutulmuş insanlarla karşılaştım, kimi uyuşturucu bağımlısı olmuştu, kimi intihar yolundaydı... Biz bir gemiye binelim, bize “kürek çekin” desinler, ama küreği neden çektiğimizi söylemezlerse, “bunu gemiyi yürütmek için yapıyorsunuz” demezlerse, “gemi yürümezse evinize varamazsınız” demezlerse ne kadar devamlı olabiliriz o işte? Veya ne kadar sağlıklı yaparız o işi? Allah bizleri doğru yola iletsin, ve o yol üzere muhafaza etsin. Âmin.


 


Allah, büyük Olan Allah, güzel Olan Allah, başında Sizin bulunduğunuz Gönül Dostları ailesine iyilik, mutluluk, güzellik, hayır namına ne varsa hepsini nasip etsin. Âmin.


 


 Anladım sanat yalnız Allah’ı aramakmış


Marifet bu, gerisi yalnız çelik çomakmış


 


                                               (Necip Fazıl)


 


İlim ilim demektir


İlim kendin bilmektir


Sen kendin bilmezsen


Ya nice okumaktır


                                                (Yunus Emre)


 


 Nefsini bilen, Rabbini bilir.


                                               (Hadis-i Şerif)


 


  Hürmetle Ellerinizden öperim.


 

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]