Sevgili Babamız ve gönül dostarım,
Sevgi, saygı ve hayırlı günler dileklerimle.
TERZİ BABA
“Erzincan”da yetişen, bir büyük evliyâdır.
Ledünnî ilimlerde, o, geniş bir deryâdır.
“Dünyâ”ya, zerre kadar hiç etmezdi muhabbet.
Bilâkis “Âhiret”e ederdi fazla rağbet.
Anne ve babasının isteği üzerine,
Küçükken başlamıştı, “Terzilik” mesleğine.
Her iyne batırışta, zikrederdi Rabbini.
Zîrâ "Allah sevgisi", doldurmuştu kalbini.
İyneyi çekerken de, “Allah” derdi o yine.
Zîrâ O’ndan gayrisi, hiç gelmezdi kalbine.
Halîm ve selîm olup, mütevâzı idi pek.
Hâlini, insanlardan gizler idi mübârek.
Fakîrleri çok sever, bunu belli ederdi.
(Onlarla oturmaktan hoşlanıyorum) derdi.
Bir fakîr seyyâh geldi Erzincan'a bir zaman.
Üstündeki paltosu, görünmezdi yamadan.
Eski ve yırtık olup, sökülmüştü her yeri.
Onu diktirmek için, gezdi çok terzileri.
Ve lâkin hiç birisi, dikmedi paltosunu.
Hattâ eline bile almadı kimse onu.
O zavallı fakîre, hiç kıymet vermiyerek,
Savdılar başlarından, hem de alay ederek.
Dediler ki: (Şurada, git bul Terzi Baba'yı.
O diker üstündeki bu pejmürde abâyı.
Bizim, böyle işleri, vaktimiz yok yapmaya.
Götür, bunu o yapsın, gelme artık buraya.)
Zavallı fakîr yolcu, buldu “Terzi Baba”yı.
Dedi: (Diker misiniz, şu çok eski abâyı?)
“Terzi Baba”, dükkânda ona yer göstererek,
Oturttu önce onu, iltifâtlar ederek.
Sonra da buyurdu ki: (Bırak onu sen bana.
İnşallah tâmirini bitiririm yârına.)
O gün onu yıkayıp, temizledi en evvel.
Sonra, söküklerini tâmir etti mükemmel.
Ertesi gün o fakîr, geldiğinde dükkâna,
(Paltonuz hazır) deyip, kalktı ve verdi ona.
Lâkin öyle bir hâle getirmişti ki onu,
Fakîr, tanıyamadı hiç kendi paltosunu.
Zîrâ baktı, yıkanmış, temizlenip dikilmiş.
Yepyeni gördü onu, sanki hiç giyilmemiş.
Çok sevinip, şükretti Allahü teâlâya.
(Borcum ne kadar?) diye, sordu Terzi Baba'ya.
Buyurdu ki: (Borcun yok, âfiyetle giy onu.
Zîrâ ben, Allah için diktim senin paltonu.)
Öyle memnun oldu ki, onun bu sözlerinden,
Elinde olmıyarak, yaş aktı gözlerinden.
Ellerini açarak, dedi ki: (Yâ ilâhi!
Evliyâ kullarından, eyle sen bunu dahî.)
Onun bu duâsını, Rabbimiz etti kabûl.
Sonradan “Terzi Baba” oldu bir "Evliyâ" kul.
Abdüllatif Uyan