Sayın Pelin Hanım,
2.4.2010 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, gerçekten sizin için zor bir durum. Allah yardımcınız olsun. Buna “kleptomani” diyorlar. Nice zengin kadınlar var, kleptoman. Alış-veriş yaparken ufacık bir şey çalmayı bir zevk, bir heyecan, bir macera olarak görüyorlar. Yakınlarının cüzdanlarından, ceplerinden, çantalarından para çalmayı hayatlarının en zevkli işi olarak kabul ediyorlar. Bu durumda yapılacak iş şu: Onunla açık açık konuşmak. Bazı kimselerin malının paralarının canları kadar kıymetli olduğunu ona söyleyin. Bu durumda rezalet çıkarabilirler. İşi polise, savcıya, gazetelere, televizyonlara aktarabilirler. Siz, bunun, toplum önünde rezil olmanın ne korkunç bir şey olacağını bütün istikbalini, şerefini, namusunu kaybedeceğini ona söyleyin. Sonra onu çok ustaca manevi hayata doğru götürün. Kul hakkının ne kadar önemli olduğunu anlatın. Hatta Allah’ın bile “Kul hakkına Ben karışmam.” buyurduğunu söyleyin. En küçük bir kul hakkının bile hem dünyada, hem ahirette mutlaka cezalandırılacağını anlatın. Eğer bir tek vaka daha olursa onunla ölünceye kadar konuşmayacağınızı ona söyleyin. Kendini savunmaya kalkarsa şu zamanda şu kadar paramı çaldın, falanca falanca kimselerden de hırsızlık yaptığını duydum, deyin. Hayatta hiçbir şey gizli kalmaz, kalamaz, gerçeğini ona hatırlatın.
Söyleyeceklerim bu kadar. Hemen yola koyulun.
Selam, saygı ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
İğrenç hastalık: kleptomani Yazan Pelin
Cvp: İğrenç hastalık: kleptomani Yazan Sabri Tandoğan