Sayın Nurten Hanım,
12.11.2006 tarihlimailinizi aldım. Cenab-ı Hak insanları imtihan olmaları için dünyaya gönderdi. Tek istisna olmadan hepimiz her an bir sınav içindeyiz. Ama herkesin sınavı kendine göre, farklı, değişik. Madem ki Kur’an-ı Kerim’de cennet de var, cehennem de var, Cenab-ı Hak da sonsuz acıyan, şefkat gösteren, merhamet eden olduğuna göre cennete gitmek veya cehenneme gitmek de insanın kendi elinde değil mi? Radyoda konuşan bir hanımefendiden işitmiştim, kocası bağkur emeklisiymiş, vefat etmiş. Eşine cüz’i bir maaş bırakıyor. Bu mübarek kadın eline geçen paranın yarısını ev kirasına veriyor, yarısıyla da iki günde bir şişe süt ve bir belediye ekmeği alabiliyor. Olay bu. Şimdi bu olay karşısında bu hanımın takınmış olduğu tavrı görelim: “Yarabbi diyor, Sana nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Allah’ım bana gösterdiğin bu saltanatı yeryüzündeki bütün insan kardeşlerime de göster”. İşte diyorum kendi seçimiyle, kendi isteğiyle hayatını cennete çeviren bir yüce insan. Bana öyle geliyor ki dünyası cennet olanın ahireti de cennet olur. Bütün mesele olaylar karşısında müspet bir tavır takınabilmek. Çünkü her zaman söylediğim gibi önemli olan hayat karşısında karşılaştığımız olaylar değil, o olaylar karşısında bizim takındığımız tavırdır. Edeple, incelikle, saygıyla, tevazu ile, iyi niyetle hayatın karşısına çıkan insanlar kendi cennetlerini yaşarlar. Memnun, mes’ut ve bahtiyar olurlar. Allah bu güzellikleri bize de, yeryüzündeki bütün insan kardeşlerimize de nasib etsin. Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :