Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Sayın Çiğdem Seçkin Gürel Hanım'dan aldığımız sunum
Gönderen : Çiğdem Seçkin Gürel
Tarih : 4/20/2010 9:55:55 AM


 


Aziz Büyüğümüz ve Çok Değerli Dostlar,


 


Hepinizi bütün güzelliklerin sizlerle olması dileği ve selamların en güzeliyle selamlıyorum.


 


Bugün yine Sayın Büyüğümüzün "Masum Tebessüm" başlıklı yazısının  devamını ekliyor, çalışmalarınızda kolaylıklar, sevinç ve esenlik dolu zamanlar diliyorum.


 


 


Çiğdem Seçkin Gürel


 


 


Masum Tebessüm (4)


Dünyayı iğne deliği kadar küçük bir pencereden izleyenler, tevhitten uzak yaşayanlar ne kadar tatsız, tuzsuz bir hayat içindedirler. Dünya güzel, büyük, yüce, muhteşem bir olaydır. Bu dünyada cenneti bulamayanlar öbür tarafta hiç bulamazlar. Seccadesinde Firdevs cennetini bulanlar ne güzel insanlardır.


Bilgelik, hakim insan olmak, dünyanın anlamını, yaşamanın şiiriyetini bilmek ve hayatını bir aşk haline getirmektir. Bilgelik kişinin içindedir. Onlar her yerde, her zaman ahenk, birlik ve barış içinde yaşarlar. Onlar kendilerini, başkalarına aydınlık götürmeye adamış kimselerdir. Onlar bir tek güzel hareketin, bin güzel sözden daha önemli olduğunun bilinci içindedirler. Halka hizmet, Hakk’a hizmettir. Arif olanlar, fâni olandan bâki olana, geçici varlıklardan öze geçebilen güzel, müstesna insanlardır. Onlar her gün tevhidin içinde, bir ve beraber bu dünyada bir misafir gibi yaşarlar.


Allah indinde en sevimli insanlar, sevenler ve sevilenlerdir. Her çağda insanların uzlaşmaya, paylaşmaya, sevmeye ve sevilmeye ihtiyaçları vardır. Evrensel insan yapısında sağlıklı gelişme, sevgi ile gerçekleşir. Yunus bu durumu ne güzel anlatır:


 



“Biz sevdik aşık olduk


Sevildik maşuk olduk


Her dem taze doğarız


Bizden kim usanası”.


 


Allah ve Peygamber sevgisi ile dolu bir kalpte, kin ve kibir yaşayamaz. Gurur ve kibir insanoğlunun kendi kendine taktığı bir esaret zinciridir. Onlar kendi kendilerini mahkum etmişlerdir. Yunus, “Biz kimseye kin tutmayız, kamu âlem birdir bize”, “Beri gel barışalım, yad isen bilişelim” der. Bir mana yolunun eri, “Sabahleyin evden çıkarken, kendinizi kimseden üstün görmeyin” der. Manevi tekâmül bununla başlar. İnsanları hor ve hakir görmek, bütün kötülüklere açılan kapı gibidir. Kimde ne olduğu hiç bilinmez. Yunus, “Tehi görme kimseyi, hiç kimesne tehi değil!” der. Tehi, boş anlamındadır. Kibir, gurur kalpte bir kir gibidir. Onlar çıkmadıkça insan için rahat yoktur. Gurur ve kibir sevginin en büyük düşmanıdır. Yunus, bir gönülde olmayı, sevmeyi, sevilmeyi ibadet gibi bilir:


 



“Gelin tanış olalım işi kolay kılalım


 Sevelim, sevilelim, dünya kimseye kalmaz.”


 


Allah’ı sevmenin yolu, insanları sevmekten geçer. Sevgi, varlığın özüdür. Sevgiden uzak insanların kalbi taş gibidir. Yunus böyle kimselere bakar bakar da, “Taş gönülden ne biter?” der.


Yunus, ömrü boyunca, insanı, kendi öz varlığına çağırdı: “Yunus bir haber verir, işidenler şâd olur.” dedi. Şâdolmuyorsak, kabahat bizdedir. Boşuna suçlu aradıkça, kendimizden uzaklaşıyor, öz benliğimize yabancılaşıyoruz. “Ben taşrada arar idim, ol can içinde can imiş.”  sözü ne kadar anlamlıdır.


 



“Biz ona şahdamarından daha yakınız.” (Kaf: 16)


“Nerede olursanız O, sizinle beraberdir.” (Hadid: 4)


 


Bir ay oruç tut. Gece namazına kalk. Kimseye söz söyleme. Harama bakma, bak, neler oluyor. Nefsimizi Müslüman etmedikçe, hür olamıyoruz, ne kendimize, ne etrafımıza karşı.


 



SABRİ TANDOĞAN


 

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]