Sayın”Hüzün”

26.4.2010 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, önce rumuzun hiç hoşuma gitmedi. Allah’a inanan, Peygambere aşkla bağlanan bir insan nasıl hüzünlü olabilir? Sana bu pis fikirleri kim aşıladı? İnşallah onun tuttuğu takım şampiyon olmasın.

Değerli yavrum, sen bir meleksin. Bu manyakça fikirlerden lütfen uzaklaş. Dünyası cennet olanın, ahireti de cennet olur. O kadar güzel yaşa ki sokakta yürüdüğün zaman seni gören insanların aklına Allah gelsin. Dünyanı cennet yap. Bunun için de her fırsatta tebessüm et. O hasta fikirleri lütfen bırak. Hüzünlü insanları kimse sevmez. Benim tanıdığım, sohbetlerinde bulunduğum kadın erkek kırk evliyanın hepsinin de yüzünde ilahi bir tebessüm vardı. Onları gören dertliler derdini unutur, hastalar iyileşirdi. Ama kimse hüzünlü bir bakkaldan gidip alış veriş yapmaz. Ne olur yavrum Allah, Kur’an aşkına bugünden itibaren bu hasta, bu sakat düşünceden uzaklaş. Dağa taşa selam ver. Kurda kuşa selam ver. İyiye, kötüye selam ver. Ama ne olur bir selam da kendine ver. Güzel, çok güzel, inanılmayacak kadar güzel bir dünyada yaşıyoruz. Kur’an-ı Kerim’de “Ne yana bakarsan bak, Allah’ın vechi oradadır.” Buyruluyor.

Değerli yavrum, her zerreden zikreden Allah’tır. Sağımız, solumuz, yanımız, yöremiz gece gündüz hep meleklerle dolu. Lütfen bu güzel dünyaya sırtını çevirme. İnsanları sev, hayvanları sev, bitkileri, cemadatı sev, evini sev, evindeki eşyalarını sev ve kendini sev. Sevmek, devam eden en güzel huyum, de. Sevelim, sevilelim, dünya kimseye kalmaz, de. Ve bütün kainatı tek istisna olmadan insanıyla, hayvanıyla, bitkisiyle, eşya ve cemadatıyla Muhammedi bir aşkla kucakla. Aşk gelicek cümle eksikler biter, de. Göreceksin ki daha yaşarken cennete kavuşacaksın. Ve dünyada cennette yaşadığın için ahirette de cennete olacaksın.

Güzel yavrum, yeni maillerini bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :