Efendim, Cümleten Merhaba!

Son birkaç yıldır, televizyonlarda -sık olmamakla beraber- koyu siyah gözlükleriyle dikkat çeken bir hanımefendiyi görüyoruz... Hukuk profesörü olan bu değerli bilim kadını, Serap Yazıcı Hanımefendi.... Galiba, geçen aydı; akşam haberlerinde yine kendisini görmüştüm.. Bir panelde yaptığı konuşmadan kesitler sunuluyordu.. Söylediklerinden rahatsızlık duydukları anlaşılan ve itirazlarını ortaya koyan bazı yüksek yargı mensuplarına "ders" mahiyetinde kusursuz cevaplar veriyordu.. O gün de dikkatimi çekmişti, hanımefendinin hiç çıkarmadığı bu gözlüklerin sebebini düşünmüştüm.. Herhalde, gözlerinde ışığa karşı bir hassasiyet var ve bu ileri seviyede tahmininde bulunmuştum... Ancak, bugün öğrendim ki bu kıymetli insan, meğer 13 yaşından beri görme engelliymiş.. Doğrusu, bir hukuk profesörünün okuma-öğrenme yükünün ağırlığını hesap ederek, âmâ olabileceklerine ihtimal vermemiştim.. Kendileriyle yapılmış çok mufassal bir röportaj buldum ve okudum.. Hayran oldum... Hele hele, son birkaç yıldır; vaziyetleri tamamen deşifre olan müsvedde hukukçulardan (?!) duyduğum derin üzüntü üzerine, değerli profesörün hayat hikâyesi ve hukuk aşkı bana ilaç gibi geldi.. İster istemez, Yunan mitolojisindeki Themis figürü aklıma geldi.. Gözleri bağlı bir kadın figürü; bir elinde terazi diğer elinde kılıç... Adaleti temsil ediyor.. İnşaALLAH, röportajı okuduğunuzda, sizler de benim gibi Serap Hanımın bir elinde terazi, diğer elinde kılıç bulunduğu hissine kapılacaksınız... Bana göre, Serap Hanımın güçlü kişiliği ve kararlı duruşu onun kılıcı... Gözünün bağına ve elindeki teraziye -tahmin ediyorum- açıklama getirmeye ihtiyaç yok..

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=904697&title=roportaj-prof-dr-serap-yazici-gormedigimin-farkinda-degilim&haberSayfa=0

En kalbî selam ve saygılarımla,

Kardan Adam

• Röportaj Sn. Nuriye Akman tarafından yapılmış ve 18 Ekim 2009'da Zaman gazetesinde yayımlanmış.