Çok sevdiğim Büyüğüm, güzel dostlar,
Taptaze, hayır dolu, bereket dolu bir Cuma gününün güzelliğini yaşarken herkese merhaba.
Müsaadenizle paylaşmak istediğim bir şeyler vardı.
Bugün Cuma hutbesinde konu “anne” idi. Bulunduğum camideki Hocaefedi sağolsun çok güzel konuştu. Önce Hz.Musa’nın cennetteki kasap komşusundan bahsedildi; özetle, Hz.Musa’nın cennetteki komşusunun bir kasap olduğu, bu dereceye de, felçli annesine yemek yedirdiği günlerden birinde, annesinin, “Ya Rabbi, oğlumu Musa Peygambere komşu et” diye dua etmesiyle ulaştığı aktarıldı.
Daha sonra Veysel Karani Hz.’lerinden bahsedildi. Anne rızası için Resulullah Efendimiz’i dünya gözü ile göremeyen Hazreti Veysel... Ve son olarak da Beyazıd-ı Bestami hz.lerinden bahsedildi; bir gün, “Efendim” demişler, “bu dereceye nasıl ulaştınız?” Hazret de anlatmış: “Bir akşam vaktiydi, annem benden su istedi. Su almaya gittim, geldiğimde annem uykuya dalmıştı. Hürmetimden suyu yatağının kenarına bırakıp gitmeyi uygun görmedim. Öylece bekledim. Annem uyandı. ‘Oğlum, niye böyle bekliyorsun’ diye sordu, ben de durumu anlattım . Sonra yüzünü semaya doğru çevirip, “Allah’ım, Sen oğlumu aziz et” diye dua etti. Ondan sonra bende değişik şeyler olmaya başladı...”
Efendim, şimdi anlatacağım olayın bu Cuma namazından sonra olması da çok dikkat çekici. Müsaadenizle.
Namazdan sonra eve geldim. İçeri girdim. Anneannem ile selamlaştım. Yaşı 80i aşkın bir akrabanın vefat ettiğini, defin için mezarlığa gitmek üzere hazırlandığından bahis açtı. Sonra birden ağlamaya doğru giden ama hedefe ulaşmayan bir heyecanla: “Allah herkese böyle ölüm nasip etsin” dedi. “Nasıl olmuş anneanne” diye sorarken karşısına oturuverdim, o da anlattı:
“Sabah namazı vakti girmeden, yani henüz gece iken, hem de Cuma gecesi iken, namaz kılmak üzere kalkıyor eşi ile beraber. Abdestini alıyor. Vaktin girmesini beklemek üzere oturma odasına geçiyor, oturuyor. Bir ara eşine, biraz üşüdüm, hırkamı verir misin diyor, eşi, hırkayı getirmeye gidiyor, geldiğinde ruhunu teslim etmiş olduğunu görüyor.”
Hemen arkasından, tevafuk ya, anneannem bu güzel ölümü, 80yılı aşkın hayattaki sayısız amelden şuna bağlıyor: “Merhum annesine çok baktı. Eskiden tuvaletler evlerin dışındaydı, annesini taşıyarak tuvalete götürürdü, tırnaklarını keserdi, hasılı, her türlü bakımını yapardı annesinin.”
Efendim, şimdi bakıyorum da, anneannemin ne Cuma hutbesinden haberi vardı, ne de iki gün sonraki anneler günü aklındaydı. Sabah biri vefat ediyor, güzel olduğunu düşündüğümüz bir şekilde vefat ediyor, bu da annesi ile arasındaki ilişkiye bağlanıyor... Allah rahmet eylesin, anneannemin dediği gibi, “Allah herkese böyle ölüm nasip etsin” taptaze bir abdestle...
Efendim, başta Rana Anne’mizin olmak üzere bütün annelerin anneler gününü kutlarken, bir dua ile son vermek istiyorum yazıma: “Allah’ım, Sen, bütün annelerden razı ol, onların hatalarını bağışla, her türlü kötülüğü onlardan uzak eyle, onlara, kendilerini hayra götürecek yollar aç. Çocuklarına gösterdikleri merhameti, sevgiyi, fedakarlığı vesile kıl, çocuklarını da onlara layık eyle. Amin.
Hürmetle Ellerinizden öperim.