Sayın Sibel Hanım,
10.5.2010 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, herhalde daha önceki mailleri ve onlara verilen cevapları okumamışsın. Kaç kere tekrar ettim. Dünyada ilk defa benim ortaya attığım bir merdiven metodu var. Bunu her seferinde söyleye söyleye artık bıktım, usandım. Lütfen dikkatli dinle:
Nasıl bir merdiven basamak basamak çıkılırsa ilişkilerimiz de öyle olamlı. İnsanlarla ilişkilerimizi merdiven metoduna göre kurmalıyız. Merdivenin birinci basamağı “merhaba”, ikinci basamak “nasılsın?”. Hayatta öyle çirkef, öyle çamur insanlar var ki onlara sadece selam vereceğiz ama nasılsın demeyeceğiz. Çünkü nasılsın dediğimiz zaman bazılarının ağzı kenef gibi açılıyor. Şimdi biraz da gözlerimizi ve ses tonumuzu kullanmayı öğrenebilsek. Birinin bize kötü söz söyleyeceğini, hakaret edeceğini hissettiğimiz zaman ona öyle bakacağız ki anasından doğduğuna pişman olacak. Bakışlarımızla onu paramparça yapacağız.
Bundan elli yıl önce bir film seyretmiştim. Orijinal ismi “Ağ”dı. Bu film dört saat sürüyordu. Dört saat içinde çok kısa beş cümle vardı. Onun dışında herkes duygularını, düşüncelerini, sevgilerini, saygılarını, kinlerini, nefretlerini bakışlarıyla anlatıyorlardı. Kelimelere gerek kalmıyordu. Hayatımda seyrettiğim en güzel filmdi. Beş kere gittim. Doyamadım. Değerli yavrum, işi son ana bırakmamalı. Gerek iş hayatında, gerek sosyal hayatımızda davranışlarımızı öyle ayarlamalıyız ki hiçbir it oğlu it, hiçbir şırfıntı bize dil uzatmak cesaretini kendinde görememeli. Bakışlarımızla ona “Ulan şerefsiz, seni mahvederim. Çiğnerim.” diyebilmeliyiz. Bütün mesele hayatta merdiven metoduna göre kendimizi ayarlayabilmekte.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Merdiven metodu Yazan Sibel
Cvp: Merdiven metodu Yazan Sabri Tandoğan